DOLAR 32,2053 -0.22%
EURO 35,1156 -0.22%
ALTIN 2.498,171,32
BITCOIN %
İstanbul
17°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Fatma ÇİÇEK

Fatma ÇİÇEK

27 Nisan 2024 Cumartesi

Gezi Notları: HALLAÇLI MEHMET AĞA KONAĞI

Gezi Notları: HALLAÇLI MEHMET AĞA KONAĞI

25.Şubat.2024 11:55, I Güncelleme:25 Şubat 2024 11:55

25.02.2024 11:55, I Güncelleme:25 Şubat 2024 11:55

“Kurşunlar havada vızıldarken göz göze geldi köylüsü Vahit ile. Günün sonunda yakın dostu Abdul gibi onu da kaybetmek vardı. Saldırı dinmiyor, zor nefes alıyorlardı. Günlerdir doğru düzgün bir şey yememiş ama aç olduğunu dahi düşünemeden, sıcak savaşın içinde debeleniyorlardı.

Düşmana statik mevki savunması yerine, savunma bölgesinde birbiri gerisinde ki hatlarda oynak savunma yapılacaktı. Yani düşmana azami zayiat verdirilip zaman kazanıldıktan sonra, koordineli bir şekilde çekilecektik. Ama her geri çekiliş yeni siper kazmak, kum torbalarını yeniden dizip set oluşturmak demekti. Koordineli çekilme olmayınca, Mustafa Kemal Paşa “Hattı müdafaa yoktur Sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır” diye emir verdikten sonra kimse geri çekilmiyor, son ana kadar kendi cephemizi korumaya devam ediyorduk. Sabah gördüğümüz arkadaşımızı akşama göremiyorduk, hatta ölüsünü bile.
Ateşin kesildiği gece saatlerinde, yakın köylerden gelen sıcak ekmek, sıla kokusu gibi gelmiş, moral olmuştu geri kalanlara. Gözlerim Vahit’i aradı.”

Hallaçlı Mehmet Ağa Konağı’nın yorgun taş basamaklarını adımlayıp, açık duran kapısından içeriye girerken bunlar canlanmıştı gözlerimde. Atatürk, 27 Aralık 1919’da Ankara’ya geldiğinde, onları karşılayan 100 Haymana atlısının arasında, kardeşi Hüseyin Ağa ile birlikte Mehmet Ağa’da yerini almış. Ve daha sonra da Haymana cephesinde verdiği maddi manevi destek ile ün salmış bir efe.

Cepheye gelen ekmeklerin yapımı için köyde üç fırın kurdurmuş, kadınlar elbirliği ile askere ekmek yetiştirmeye çalışırken, Hallaçlı Mehmet Ağa ormandan odunları fırınlara, ekmeği askerlere taşımış.

Cumhuriyetin 10. yıl törenlerine katılan 400 Haymana atlısı arasında yer almış ve onların azıklarını da yine o temin etmiştir.

Bu cumhuriyet aşığı, vatan sevdalısı adamın, harap halde kaderine bırakılmış konağını adımlarken, o yıllarda yaşananları, yapılan konuşmaları, yenilen yemekleri hayal etmeye çalıştım.Göz yaşlarını, sevinçleri, hayal kırıklıklarını, beklentileri, sevgiyi, nefreti hissetmeye çalıştım.

Buraya gelmeden hakkında yaptığım araştırmalarda, konağı ile ünlü bu kişi, aslında cumhuriyete katkıda bulunan, inşa etmek için uğraşan sevdalılardan biri. Konak da yakın tarih tanığı.

İkinci evliliğinden olan kızı Andaç, 1945 yılında doğduğunda, babası Mehmet Ağa 1944 yılında çoktan ölmüştür. İlk evliliğinden olan çocukları yaşamayıp ölünce, 7 yıl hiç evlenmiyor. Çocuğum yok ama adımı yaşatır diye yaptırdığı konakta, ikinci kez evlendiği kadından, çocuğunun doğup yaşadığını bilemeden ölüp gidiyor. Bu da konağın hikayesine ayrı bir hüzün katıyor benim nezdimde.

Konak 1923 yılında yapılmaya başlanmış. İsviçreli bir mimarın yaptığı planı, Rum ustalar inşa etmiş. Dünyada bir eşi, İsviçre’nin Alp dağlarında olan konak, 1929’da tamamlanmış. Elektrik ve su tesisatı daha o tarihlerde yapılmış. Monte edilen bir dinamo ile elektrik sağlanmış. Çatıya yerleştirilen büyük variller ile su yukarı pompalanıp, konağa dağıtılmış. Köylüler radyoyu ilk kez bu konakta dinlemiş.

Konağın yapımında kullanılan taşların, Hisarlıkaya Köyünden kağnılar ve develer ile getirildiği söyleniyor.

Gölbaşı’na bağlı Hallaçlı Mahallesi sınırlarında kalan konak 30 yıldır boş. Konağın varisi Andaç Atak, verdiği bir röportajda, “eskiden yazları gelip bir ay kalırdım. Babamı hiç tanıyamadım. Babamla annem radyoda çalan müzik eşliğinde burada dans ederlermiş. Son yıllarda akrabalar yaşıyordu konakta. 30 yıldır da boş” demiş.

Arazisi ile birlikte aslına uygun onarılıp, korunması için Ankara Büyükşehir Belediyesine hibe edilmiş. 18 Mart 1994 yılında Ankara Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tescillenmiş.

Yığma yapım tekniği, taş ve tuğla kullanılan konak, Erken Cumhuriyet Dönemi mimarisinin güzel bir örneğidir. Dikkat çeken kule bölümü, iki tam, iki de yarımkatı ile ( çatı ve bodrum da ) dört katlı bir bina.

Proje çalışmalarına başlayan yetkililer, Sivil Toplum Örgütleri, Meslek Odaları ve Üniversitelerle işbirliği yapılacağını ve aslına uygun onaracakları yapıyı başkentin sosyal ve kültür hayatına en kısa zamanda katmayı hedeflediklerini açıklamışlar. Gerçekleşmesini canı gönülden diliyor o tarihte konağı gezerken.
Buraya fotoğraf çekme meraklısı kişiler, mitosikletli gruplar ve bizim gibi gezginler uğruyor.
Benim geldiğim tarihte bahçe kapısı kilitli ve bina harap haldeydi ancak Büyükşehir sözünü tutmuş ve Nisan 2023 de restorasyon çalışmasına başlanmış.
Sitelerine girip baktığımda çok mutlu oldum ve birkaç fotoğrafı da indirdim yeni halini görün diye.
Henüz çalışma devam ediyor ama biter bitmez gezmek için tekrar uğrayacağım, yeni hali ile müjdeyi buradan vereceğim.