24.Kasım.2022 16:13, I Güncelleme:24 Kasım 2022 16:49
Mahkemenin kararını okuyan Yargıç Lord Reed, İskoçya’ya öz yönetim hakkı veren Anayasal düzenlemeye göre İskoçya Parlamentosu’nun yetkilerinin sınırları olduğunu ve iki ülke arasındaki birliğin kaderine ilişkin konularda Londra’daki Birleşik Krallık Parlamentosu’na verilmiş olan yetkileri kullanamayacağına hükmetti.
İskoçya yönetiminin Başbakanı Nicola Sturgeon karardan sonra Twitter’dan yaptığı paylaşımda “Hayal kırıklığına uğramış olsam da Yüksek Mahkeme kararına” saygılıyım. Mahkeme yasa yapmaz, sadece yorumlar” dedi ve ekledi:
“İskoçya’ya Londra’nın onayı olmadan kendi geleceğini belirleme hakkı vermeyen bir yasa, Birleşik Krallık’ın gönüllü bir ortaklık olduğu fikrinin gerçek dışı olduğunu ortaya koyuyor ve bağımsızlık talebini güçlendiriyor.”
Sturgeon “İskoçya’nın demokrasi talebi reddedilemeyecek. Bugün verilen karar İskoçya’nın bağımsızlık isteyen sesinin yükselmesini bir yönden engelleyebilir ama demokrasilerde sesimiz engellenemez ve engellenemeyecek” diye sürdürdü.
Daha sonra bir basın toplantısı düzenleyen Sturgeon mahkemenin kararının sadece yasaya uygunluk yönünden alındığını vurgulayarak, siyaseten bağımsızlık talebini demokratik yollardan yükseltmeye devam edeceklerini ortaya koydu.
Referandum konusunda İskoçya halkının, referandum vadeden İskoç Ulusal Partisi’ni desteklemek suretiyle iradesini bildirdiğine kuşku olmadığını savunan Sturgeon, İskoçya halkının irade bildirdiği bir konuda İskoçya parlamentosunun karar yetkisine sahip olmamasını kabul etmenin çok zor olduğunu söyleyerek İskoçya ile İngiltere arasındaki ilişkileri düzenleyen yasayı sorguladı.
Hukuk süreci nasıl işledi?
Referandum konusu Yüksek Mahkemeye İskoçya yönetiminin en üst düzeydeki hukuk yetkilisi Dorothy Bain tarafından götürüldü.
Bain, Birleşik Krallık hükümetinin onayı olmadan, İskoçya yönetiminin bir referandum kararı alıp alamayacağından tam olarak emin olmadığını söyleyerek Yüksek Mahkeme’ye başvurdu.
Bain, konunun “kamu açısından müstesna bir önem taşıdığını” söyleyerek Birleşik Krallık’ın en yüksek mahkemesinin karar vermesini istedi.
Mahkeme geçen ay, iki gün boyunca devam eden oturumlarda hem Birleşik Krallık hem de İskoçya hükümetlerinin tezlerini dinledi ve beklenenden daha kısa bir süre içinde kararını açıklayacağını bildirdi.
1999 yılında İskoçya’ya özerk bir yönetim ve kendi parlamentosu tarafından yönetilme hakkı veren düzenlemeye göre, İskoçya ve İngiltere arasındaki birlik de dahil Anayasal konularda nihai karar Londra’daki Birleşik Krallık Parlamentosu’na ait.
Bağımsızlık konusu kapandı mı?
Mahkemenin oy birliğiyle verdiği karar, karşılıklı tezlerin karmaşıklığına karşın gayet net ve kısa.
İngiltere hükümeti Yüksek Mahkeme’nin bu yönde karar vereceğinden emin görünse de kulislerden gelen bilgiler karar açıklanana kadar epey bir tedirginlik yaşandığına işaret ediyor.
Hükümet bu kararla İskoçya’nın bağımsızlığı konusunun da artık en azından bir süre kapanmasını umuyor. Ama bu çok iyimser bir beklenti olur.
Kısa vadede sorun yatışabilir ama uzun vadede konu gündemde kalmaya devam edecek gibi görünüyor.
İskoçya yönetimindeki İskoç Ulusal Partisi, yeni bir referandum için seçmeninden demokratik irade desteği aldığı tezini savunmayı sürdürecek ve önümüzdeki genel seçimleri fiilen referanduma dönüştürme ihtimalinden söz etti bile.
İskoçya’daki BBC Politika Editörü Glenn Campbell mahkemenin kararının, Nicola Sturgeon’un daha önce önerdiği şekilde 19 Ekim 2023 tarihinde bir referandum yapılmasını imkansız hale getirdiğini söylüyor.
Yüksek Mahkeme kararı açıkça herhangi bir bağımsızlık referandumu için önce İngiltere hükümetinin onay vermesi gerektiğini ifade ediyor.
Bunun kısa bir vadede olabileceğine dair ise hiçbir işaret yok.
AVRUPA
1 saat önceGÜNDEM
1 saat önceGENEL
3 saat önceGENEL
18 saat önceGENEL
23 saat önceGÜNDEM
23 saat önceGENEL
24 saat önce