Yayınlama:17.02.2025 06:57,
Güncelleme:17 Şubat 2025 06:58
İzmir’in Konak ilçesinde yaşanan olay, bir cinayetten daha vahimdir. Çünkü bu, sadece bir insanın ölümü değil, koskoca bir toplumun vicdanını kaybedişidir! Yıllarca kimse fark etmeden, kimse kapısını çalmadan, kimse “Sen ölmedin değil mi?” diye sormadan, bir insan çürüyüp toz haline gelmiş. Bu nasıl mümkün olabilir? Bir insanın varlığı bu kadar mı önemsiz hale geldi?
Komşuluk denilen şey, artık apartman boşluklarında yankılanan asansör sesine mi dönüştü? Aynı çatı altında yaşayıp birbirimize bu kadar yabancılaşmak nasıl mümkün oldu? Eskiler “Komşu, komşunun külüne muhtaçtır” derdi. Şimdi ise bırak külüne muhtaç olmayı, komşunun var olup olmadığını bile bilmiyoruz! Bir zamanlar sıcacık sohbetlerin döndüğü mahalle kültüründen, yan dairede yıllardır çürüyen bir insanı fark edemeyen körleşmiş bir topluma dönüştük!
Gülşen Çoğulu’nun yıllar önce öldüğünü kimse fark etmemiş. Komşular “Koku vardı ama bir hayvan ölmüştür sandık” demiş. Düşünün, bir insanın ölüm kokusu fark edilmeyecek kadar değersizleşmiş! Ölümünün üstünden tam 10 yıl geçmiş, ama ne bir kapı çalan olmuş ne de bir “Nasılsın?” diyen! Akıl alır gibi değil! İşte geldiğimiz nokta bu!
Peki, suçlu kim? O apartmandaki insanlar mı? Üvey oğlu mu? Hayır, hepimiz! Yaşlılarımızı yalnızlığa mahkûm eden, akrabalarımızı sadece düğünlerde ve cenazelerde hatırlayan, komşumuzun selamını bile almaktan kaçan herkes suçlu! Kimse “Ama benim suçum yok” demesin! O evi paylaşan apartman sakinleri, yıllarca bir insanın var olup olmadığını merak etmeyen mahalle, o kadını bir kez olsun aramayan akrabalar, kısacası bu toplumu bu hale getiren hepimiz! Vicdanlarımızı kaybettik, merhametimizi yitirdik, insan olmayı unuttuk!
Bu olay bize bir tokat gibi çarpmalı! Artık uyanmalıyız! Bugün o yalnız ölen Gülşen Hanım’dı, yarın sıra bizde olmayacak mı? Etrafımızda kimsesiz biri varsa, bir kapısını çalalım, bir çayını içelim, bir halini hatırını soralım! Yoksa, bugün görmezden geldiklerimiz yarın biz oluruz.
İnsanlık öldü mü? Eğer biraz daha böyle giderse, sıradaki kim olacak dersiniz?
Köşe Yazarı Mehmet Sığırcı
