11.Şubat.2025 22:56, I Güncelleme:11 Şubat 2025 22:59
-Enez Kalesi’ne 50 milyon bütçe ayrıldı ama 1 TL’lik yatırım yapılamdı
-Edirne’de başlayan hızlı trenin bir an önce bitirilmesini bekliyoruz
-Keşan 2025 yatırım programından nasibini almadı
-Ümit Özdağ’ı ziyaret edeceğim
-Keşan- Enez Karayolu ne zaman bitecek
-Sayın Aksal Uzunköprü Devlet Hastanesi’nin 2025 yılında bitirileceğini söyedi bakalım göreceğiz
ERDOĞAN DEMİR
SKY Haber Keşan Temsilcisi Erdoğan Demir, CHP Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan ile özel bir röportaj yaptı.
Sayın vekilim öncelikle Keşan’a hoş geldiniz. Şimdi Edirne ve Keşan’la ilgili gündemleri sizinle konuşmak istiyoruz.
Demir’in CHP Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan ile yaptığı röportaj şöyle;
Demir-Edirne’de biliyorsunuz 2025 yatırımı açıklandı. Bu 2025 yatırımını nasıl buluyorsunuz Edirne’nin geneli ve Edirne merkezi? Neler söyleyeceksiniz bu konuda?
Yazgan-Açıkçası yatırım planına sadık kalınırsa, şehrimiz için avantaj olan belli yatırımlar içerisinde mevcut. Ama bildiğiniz üzere, geçtiğimiz yıl örnek verebilirim. Enez Kalesi’yle ilgili 50 milyon liralık bir yatırım bütçede yer almıştı. Ama 1 TL’lik bir yatırım ya da bir çivi dahi çakılmadı. Bunun gibi birçok yatırımlar da mevcut. O yüzden açıkçası dereyi görmeden paçaları sıvamamak lazım. Olumlu yönlerini görüyorum. Bir çok projenin yanında en çok yine geçen seneki gibi maliyeti oluşturan kalem, hızlı tren kalemi. Hızlı trenin artık bir an evvel bitmesini istiyoruz Edirne’miz için. Ama Keşan’ımız özelinde çok büyük yatırımlar yok. Enez- Keşan Karayolu’nun yapılıyor olması artı bir şey. Birkaç sulama yatırımları var. Bunlar artı. Ama takipçisiyiz.
Demir-Enez Keşan Karayolu’yla ilgili de geçtiğimiz günlerde yapıldığı açıklandı. Ve 2 gün sonra çöktü. Bunu da belki medyadan takip etmişsinizdir muhtemelen. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Yazgan– Şimdi bildiğiniz üzere 14 Mayıs 2023 tarihinde milletvekili olduk. Milletvekili olduğumuzun akabinde çok hızlı bir şekilde, burada bilinçlendirme ve gerçekten toplumun algılarını açma çalışması yaptık diyebilirim. Enez Karayolu’nu hep gündeme taşıdık. Partimiz ve ben milletvekili olarak sürekli bunu gündemde tuttuk. Ve bir şekilde bunun başlanmasına vesile olduk. En sonunda artık yatırım bütçesine girecek, projelendirilip, iş yapılacak birçok kez soru önergeleri verdik, röportajlar yaptık, açıklamalar yaptık. Bir noktaya getirdik. Geçtiğimiz hafta değil, ondan önceki hafta oldu tabii. İlk merhalesi bunun açıldı ve artık kullanıma açılacak yol diye açıklamalar yapıldı, hepimiz gördük. Ama iki gün sonra çöktü. Tabii ben de gidip yerinde inceleme fırsatım da oldu bu arada. Açıkçası bizim ülkemizdeki yolları böyle yapıyorlar. Yani dünyanın birçok yerinde yolların inşaatlarını gittiğimiz yerlerde görüyoruz. Şurada yanı başımızdaki Bulgaristan’da dahil inşaat temeli gibi temeller üzerine yollar yapılırken, bizim ülkemizdeki yolların %99’u bu şekilde altına toprak, üstüne toprak benzeri çakıl, mekanik dedikleri malzemeler, onun üzerine asfaltı seriyorlar ve yol çizgileri çektikten sonra kullanıma sunuluyor. Tabii tahmin ediyorum orada da anladığım kadarıyla su yolları ya da zeminin su alması iyi hesaplanamamış bir iş olmuş. Alelacele diyeceğim, alelacele değil, aylardır devam ediyor. Açıkçası devletin şu anda yapmış olduğu gelgeç projeler. Her zaman şöyle yapıyorlar. Yapıyorlar yolu, bir iki yıl içinde bozuluyor. Bu sefer erken bozuluyor. O temel oluyor.
Üzerine bir yol daha ekliyorlar. Bu şekilde de devletin müteahhitlerini ve yandaşları ayakta tutuyorlar her zamanki gibi. Erdin Bircan’da çok emek, uğraş verdi yıllarca. Bizim dönemimize nasip oldu ama gerçekten Erdin Bircan‘ı burada gerçekten rahmetle yad ediyorum. Çok değerli bir büyüğümüzdü, Enez’imizin, Keşan’ımızın değerli bir vatandaşı, yurttaşıydı. Ve partimizin hakikaten önde gelen bir simasıydı. Onu çok özlüyoruz. Bizim dönemimizde onun isteklerinin yerine getirilebiliyor olması da ayrıca bir gurur kaynağıdır.
Demir-Keşan’da şimdi bazı okullar deprem medeniyle yıkılma kararı alındı. Örneğin Cumhuriyet Ortaokulu 6 ay önce bu karar alındı. Anafartalar İlk Öğretim Okulu neredeyse baktığımızda 2 yıldan bu yana bu karar uygulanmadı. Ve geçtiğimiz günlerde biz de Medya Keşan Gazetesi olarak bu okulların durumunu yerinde gözlemledik. Okulun içinde ve orada olanları her iki okulda da. Bu konuda gerçekten milli bir servet orada yatıyor. Kütüphanedeki kitaplar. Yani o durumu görünce benim yüreğim cız etti. Gerçekten bunu da buradan belirtmek istiyorum. Niçin acaba Sayın Buradaki AK Parti İlçe Teşkilatı gidip oradaki okulları görmedi? Hiç bugüne kadar onlar gitti mi gitmedi mi? Burada size de söylemek istiyorum açıkçası. Siz de bir milletvekilisiniz. Bütün Edirne’nin vekilisiniz. Orada da keşke bir gidip orada neler olduğunu gözlemleseydiniz. Çok daha iyi olurdu.Tabi iktidar milletvekili Sayın Fatma Aksal aynı zamanda. Diğer iki milletvekilimiz de. Yani bütün hepsi. Çünkü nelerin olduğunu orada görseniz inanın sizin de yüreğiniz cız ederdi. Ve bu konuda neler söyleyeceksiniz? Milli servet heba oldu. Bu konuda düşüncemiz nedir?
Yazgan-Açıkçası bu tepeden tırnağa bir soru. Yani Keşan belki bunun son tarafında kalan. Örneğin ülkede milli eğitim politikaları ve eğitim politikalarıyla başlayan. Hatta şu anda yeni bir yöntem çıkarttılar biliyorsunuz. İşte Maarif modeli diye. Zaten eğitimin içi boşaltıldı. İyice bu son yapılan uygulamayla da iyice boşaltıldı. Bu hükümetin temel eğitime bakış açısının bir tezahürüdür bu. Şimdi zaten eğitimi kaliteli ve ulaşılabilir, iyi olmasını istemeyen bir hükümetin, okullara bakacağı açıda aynen bu şekilde oluyor. Onlar için oralar bir meta. Oralar bir beton. Üzerinde çatısı olan bir binadan onlar için bir farkı yok. Ben gerçekten böyle düşünüyorum. Çünkü eğer bunu gerçekten önemsiyor olsalar orada insanların yolunu düşünürlerdi, eğitimini düşünürlerdi, güvenliğini düşünürlerdi. Bunlar sadece dönem dönem kaymakamların ya da valilerin işi sahiplenip sahiplenmemesiyle değişiyor. Ama bir hükümet politikası haline gelmiyor. Çünkü hükümet gerçekten gelmiş olduğu günden beri bu ülkeyi daha fazla nasıl eğitimsizleştirebilirim, daha fazla nasıl düşünemez hale getirebilirim şeklinde düşündüğü için o binaların da durumu böyle. Çok zorunda kalmadıkça da asla yeni bir yatırım yapmayı falan da düşündüklerini zannetmiyorum.
Demir– Keşan şehir hastanesinde bir tadilata girildi. Bölge Hastanesi yani Keşan Enezi’yle, İpsala’sıyla, Meriç’iyle, Uzunköprü’süyle bir bölge hastanesi konumunda. Şimdi orada ameliyat yapılamıyor, yeni bir onarım olduğu söylendi, açıklandı. Bu konuda ne diyeceksiniz? Bu konuda düşünceniz, görüşünüz nedir?
Yazgan-Konuyu ayrıntılı olarak bilmiyorum ama mutlak sürekli bu bölgenin en büyük ve bu bölgenin çözüm sağlayıcısı olan devlet hastanesinde ameliyathanenin ve benzeri önemli yerlere, yoğun bakımlarda da sorunlar yaşandığını biliyoruz. Bunlar bize çok ulaşıyor. Yoğun bakımda yer yok ya da yoğun bakım yeterli değil, başka yere sevk olmak istiyoruz şeklinde. Bize de vatandaşlarımız çok kez ulaşıyor, çok kez de biz de görüşmeler yapıyoruz yetkililerle. Buraların tabi kullanılamıyor olması tam anlamıyla gerçekten ya iş bilmezlik ya umursamazlık diye düşünüyorum. Çünkü devletin gücü her şeyi yapmaya yeter. Mutlaka tadilat olması gerekiyor olabilir. Belki de yönetmelik değişti, belki de başka elde olmayan şeyler oldu. Genelde bu öyle olmuyor. Yapan müteahhitin yine dediğimiz gibi gel geç inşaatları oluyor. 3-5 yıl sonra bozuluyor, kullanılamaz hale geliyor. Öyle olmamasını umuyorum ama genelde böyle oluyor. Sonuç olarak biz ne istiyoruz? Halkımızın ücretsiz olarak tedaviye ulaşabileceği alanların açılmasını istiyoruz. Biliyorsunuz Uzunköprü’deki Devlet Hastanesinin de yapımı yılan hikayesine döndü. Artık bu sene kesin bitecek, kesin bitecek diye Fatma’nın açıklamaları oldu. Umudumuz onun bitmesi. Bunun da artık adam akıllı dört dörtlük işler hale gelmez ki insanlar hızlı tedaviyi bir an evvel yakınlarında çözebilsinler.
Demir-Keşan’da depremle ilgili iki okulun daha tehlikesi olduğu söyleniyor ve biz bunu da hep gündeme getirdik. Atatürk Ortaokulu ve Kurtuluş İlkokulu’nda. Bunlarda belki de önümüzdeki günlerde böyle bir çalışma da yapılacak. Yani bu kötü örnekler varken inşallah dileriz ki bu örneklerde daha güzel bir şekilde yıkım gerçekleşir. Okul yıkılacağı zaman içindeki malzemeleri bir depoya götürmek gerekir ve bu görüntüleri önümüzdeki dönemde yaşamayız. Siz bu konuda neler söyleyeceksiniz? İki okulla ilgili Atatürk Ortaokulu ve Kurtuluş İlkokulu’nun bu durumu var. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Yazgan-Valla bu durumu tam olarak bilmiyorum. Hani raporlarının ne durumda olduğunu bilmiyorum. Ama şunu söyleyebilirim toplumda bir güvensizlik oluşmuş tabii ki bununla ilgili. Çünkü iki tane örnek var önümüzde. Toplumda bu güvensizlik oluşmuşken iki tane daha ekleniyor olması iyice vatandaşın gözünde acaba bizi okulsuz mu bırakacaklar noktasına doğru gitmiştir bu iş. Duyuyorum da bize de sonuçta arayıp bununla ilgili yine söyleyenler yolda çevirip bize bunu konuşanlar var. O güvensizliği kırmak lazım devletin işi. Gerçekten vatandaşımın eğitim hakkını ben her şekilde sağlıyorumu yaratmak ve göstermektir. Ben de açıkçası bununla ilgili bir soru önergesi vereceğim. Zaten sizle konuşmadan önce planlamıştım. Ve araştıracağım. Ben de bir an evvel en azından yani bunlar yıkılacaksa bile hızlı çözümlerin üretilebilmesi noktasında kanaat ediyorum. Konunun takipçisi olacağız.
Demir-6 Şubat depreminin 2.yılını yaşadık 4 gün önce. Orada yaşanan rezerv alanı sorunu var. Vatandaş evinin rezerv alanı ilan edildiğini söylüyor. Siz de konuya vakıfsınız mutlaka. Ve konutlarla ilgili düşünceniz, görüşleriniz nedir? Devletin yapacağı konutlar vardı ve yapılıyor. Ama bu konuda düşünceniz nedir?
Yazgan– Ben 6 Şubat’ı Osmaniye’de geçirdim. Daha sonrasında Adana ve Hatay’a gittik. Yerinde birçok alandaki hem sorunları hem durumu görmüş olduk. Yani o kadar acı, o kadar zor durumdaki insanlar, bunları kelimelerle anlatmak hakikaten çok zor. O gün için konteyner kentler çadırlardan daha iyiydi. Ama bugün üzerinden 2 yıl geçmiş, insanlar hala da konteyner kentlerde, lavabosu, tuvaleti, mutfağı olmayan evlerde yaşıyorlar. Yapılan evlere gelince tabii şişirme rakamları oluşturulabilmesi adına, binaların dışarı çok güzel. Boyanmış, camları takılmış, çatıları yapılmış. Ama vatandaşla konuşuyoruz, vatandaş diyor ki evin içi sıva. Evin içinde hiçbir şey yok. Şimdi vatandaş kendisine çıkan eve girse, bu sefer eve ödeyeceği taksit başlayacak. Bu insan zaten böyle bir parası olsa konteyner kentte oturuyor olmazdı. Bu sefer ona giremiyor. Doğal olarak bu teslim edildiği gözüktüğü için insanlar da bir an evvel konteynerden çıkması, başka ihtiyaç sahibi varsa onlara verilmesi isteniyor. Orada inanılmaz bir iş bilmemezlik söz konusu diyebilirim. Rezerv alan işi de insanların evlerinin, yerlerinin olduğu yerler rezerv diyerekten alınmış. Burada bizim öngörümüz şu, bunlara başka yerler verilecek. Bu insanların tabiri caizse onların kupon diye tarif ettikleri arsalar birleştirilip, büyük yerler oluşturmak, rant kapısı açılacak. Bizim öngörümüz bu. Yine olan gariban vatandaşın malına mülkü ne olacak? Yine inanamayacağı, gerçekten şeffaf olmayan açıklamalarla geçiştirilmiş konular. Hala birçok yerde enkazlar duruyor. Hala içerisinden parça parça insan parçaları çıktığını söyleyenler var. Allah bir daha bu milletin başına böyle bir dert vermesin ama hakikaten de denetimsizlik öldürüyor, deprem değil.
Demir– Peki kayyumlara gelecek olursak. Malum biliyorsunuz Türkiye’de birçok belediye başkanına kayyum atandı. Belediye başkanları kayyumda, cezaevinde. Neler söyleyeceksiniz? Hatta bir genel başkan bile, Ümit Özdağ’da bugün, Zafer Partisi Genel Başkanı da bugün cezaevinde. Bu konuda görüşünüz nedir ?
Yazgan-Öncelikle şunu söyleyeyim. İçerideki bütün haksızlığa uğramış vatandaşlarımıza bir an evvel tahliye olmalarını ve aramıza kavuşmalarını diliyorum. Ben bizim ilk kayyum atanan, kayyum atanıp hapse atılan Ahmet Özer Başkanımızla hapiste görüşmeye olan an da oldu. Bu kadar değerli bir bilim adamı, bir sosyoloji profesörünü olmadık, hiçbir şekilde iliyet bağı kurulamayacak bir durumla içeriye atılmazsa hakikaten bizim de vicdanımızı yaralıyor. Ama işte minariyi çalan kılıfını uydururmuş misali ve üstüne durmasa, yakışmasa da başkanımızın, öyle suçlamalarla belki bizim de tabanımızı ve kitlemizi etkilemeye çalışıyorlar, belki de etkiliyorlardır. Ama biz her zaman şunu savunduk, CHP’lileri değil sadece. Bakın Ümit Özdağ içeriye girdi, ben şahsen birçok fikriyle taban tabanı zıt fikirlerim olmasına rağmen, tabii ki hepsi değil ama olmasına rağmen, kısmet olursa Ümit Özdağ’ı ziyarete gitmeyi düşünüyorum. Çünkü bir haksızlığa uğramıştır. Bu haksızlığı bizim kabul etmemiz mümkün değil. Yarın başka birisi olsa o haksızlığa uğrayan, onun da yanında olmalı. Biliyorsunuz, gazeteciler var. Hepsini ziyaret ettik, ben ettim hepsini ziyaret ettim. Yani ben aynı zamanda partimizin bu komisyonundayım, cezaevi komisyonundayım. Bu vesileyle onların takiplerini de yapıyorum. Orada sağlık sorunu olan yoldaşlarımız da var, işte mağdurlarımız da var. Örnek veriyorum, milli selametçiler dedikleri o zaman işte daha fazla eski Erbakan Hoca’nın tarafından yakın arkadaşlar. Aslında onlar da değil ama eski milli yolcular. Bir örgütlenmeleri vardı. Biliyorsunuz, Sayın Cumhurbaşkanı’na işte protesto edip tutuklanmışlardı. Biz onları da ziyaret ettik. O zaman işte başörtüleri kesilmişti. Yani insan haklarına uymayacak o kadar çok muamelelerle karşı karşıya kalmıştık ki oradaki insanlar. Onları da ziyaret ettik, onların da yanında oturduk. Yani biz gerçekten haksızlığa uğramış herkesin yanındayız ama bu iktidar işine geldiği gibi bunu istediği şekilde, istediği kişiye aktarmasını gerçekten çok iyi beceriyor. Siyaset yapma işinde hakikaten bu konuda çok becerikliler. Ama iş yapma noktasına geldiği zaman da bir o kadar da beceriksiz olduklarını da görüyoruz.
Demir– Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel kurulu ile ilgili, Ocak ayında yapılan genel kurulu ile ilgili bir soruşturma başladı. Çok sıcak bir haber. Bu konudaki görüşünüz nedir?
Yazgan-Cevap vermekten bile zul duyuyorum açıkçası. İşte bizim kurultayımızda şaibeli durumlar var gibi bir soruşturma, işte farklı yerlerde işte parayla ilgili konular var gibi bir soruşturma başlatılmış. Ben de oranın oy kullanınlarından birisiydim. Ne teklif eden birisini gördüm. Ve bana teklif edildi. Birkaç insanla da birkaç partili arkadaşımızla da konuştuğumuzda bu muhabbet aramızda da geçti. Ne teklif edileni gördük ne teklif edileni gördük. Bu nasıl bir mantık ve zihniyet? Her zamanki gibi büyük ihtimalle gizli tanıklar marifetiyle partiyi yıpratmak üzerine çalışılan bir konu diye düşünüyorum.
Demir-Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili bir önemli bir zirve vardı. Burada 1.600.000 üyenin veya belki de biraz daha fazla üyenin katılımı ile Cumhurbaşkanı adayının belirleneceği bir ön seçimi yapılacak. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz, bunu nasıl buluyorsunuz?
Yazgan-Valla çok olumlu buluyorum, yani bu bir kere aidiyet duygumuzu da geliştirir. Sonuç olarak toplum biliyorsunuz 23 yıldır otokratik bir şekilde ülkeyi yöneten bir iktidarla karşı karşıya. Biraz demokrasiden mecburen uzaklaştı, insanlar unuttu, bir nesil hiç görmedi. Bunu göstermek, partimizin demokrasi yönünü önüne çıkarmak ve gerçekten doğru kişiyi atamak ya da aday göstermek anlamında çok umut verici bir olumlu bir şey. Şimdi MYK’da galiba bir toplantı var, bununla ilgili bir görüşme yapılıyor mesela. Yani bununla ilgili sürekli görüşmeler yapılıyor.
Bununla ilgili net bir cevap bugün içinde çıkmayacaktır, şu anda seçim yok ama çok eminim ki Sayın Genel Başkanımız hep söylediği gibi partinin önünü tıkayan değil, açan genel başkan olacağım demişti ve hala bu şekilde Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel tutumunu devam ettiriyor. Toplumun istediği kazanacak, düzgün ve doğru lideri mutlaka partimize de gösterecek.
Demir-Maliye Bakanı’na bir talimatta bulundu Sayın Cumhurbaşkanı, silkeleyin belediyeleri. Yani bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yazgan-Yani zihniyet işi, yani şimdi belediyeleri bir şirket gibi, işte birine ait bir mülk gibi gören zihniyetin konuşma tarzı böyledir. Biz belediyeleri halkın görüyoruz. Yani belediye, bugün onun başında bir belediye başkanı var, bizim partimiz adına yönetiyor ya da başka bir parti adına yönetiyor. Ama o belediye halkındır bizim görüşümüz. Tabii ki borcu olmasın isteriz. Tabii ki bununla ilgili doğru düzenlemeler olsun isteriz ama dikkat edelim belediyelerin borçları kimlere? Devlete. Yine aynı belediyenin devlete borçları olur. Bunlarla ilgili diyoruz, borcumuz borç. Gelin malımız var, alın. İşte yapılandırın. İnanılmaz faizler işletiliyor şu anda ve belediyelerimizin yapılandırmasına da izin vermiyorlar. Bin bir dereden sular getiriyorlar. Ve biliyorsunuz bu tasarruf tedbirleri zaten bizim belediyelerimizin ümüğünü sıkmak için geliştirilmiş bir şey. O yüzden bu noktada biz de ne yapıyoruz? Bu borçları kapatmak için belediyelerimiz elinden geldiğince işte mallarımızı satmaya çalışıyoruz. Biz de tasarruf tedbirleri uygulamaya çalışıyoruz.
Demir– 2028’de seçimlerin var sayılacağı öngörülüyor veya bir erken seçim olacaksa siz nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?
Yazgan-Yani hayal kurmaksa hayalim şu. Hayalim gerçekten yeniden parlamenter demokrasiye ülkemizin geçtiği, tabandan tabana insanların zorunlu ihtiyaçlarının ücretsiz ve kamunun kontrolünde ve garantisinde olduğu. Çocuklarımızın mutlu, mesut, savaşsız, gelecek kaygısız, mutlu ve sağlıklı bir geleceklerinin olduğu 2028 başlangıçtır diye düşünüyorum.
Demir-Edirnelilere buradan mesajınız ne olacak?
Yazgan-Öncelikle bütün Edirneli vatandaşlarımıza bizleri, bizim partimizi el üstünde tuttukları ve Edirne’deki yaşayan insanların neredeyse %90’ını belediyecilik hizmetlerine, bizim partimizin belediye başkanlarının ve meclis üyelerimizin yapmasında bize destek oldukları için teşekkür ediyorum. Bunun gereğini ve karşılığını vereceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Zor bir dönemdeyiz doğrudur ama bahaneye ve bahanelere sığınmak bizim lugatımızda yok. En yakın zamanda göreceksiniz bu sıkıntılar çözülecek ve bizim belediyelerimiz halkçı belediyeciliğin nasıl bir şey olduğunu hem bizim karşımızda duranlara, hem de vatandaşımızın ihtiyaçlarına yönelik gerçekleştirecekler. Bir an evvel sandığın başına gittiğimizde de ülkemizi topyekun bir şekilde el birliğiyle Edirnemizin bize vermiş olduğu üstün destekle değiştireceğiz diye umut ediyorum. Teşekkür ederim.
GÜNDEM
8 gün önceGÜNDEM
9 gün önceGÜNDEM
9 gün önceGÜNDEM
9 gün önceEKONOMİ
9 gün önceASAYİŞ
10 gün önceMAGAZİN
10 gün önce