26.Aralık.2024 21:18, I Güncelleme:26 Aralık 2024 21:18
2024’ten 2025’e Istrancalar
Istrancalar Ekolojik Krizle Karşı Karşıya
ERDOĞAN DEMİR-KEŞAN
DOKU Derneği Başkanı Göksal Çidem, yaptığı yazılı açıklamada Istranca ormanlarının biyoçeşitlilik ve su kaynakları açısından kritik bir eşikte olduğunu belirtti.
Bulgaristan’ın koruma altına aldığı Istranca ormanlarının Türkiye’de madencilik ve enerji projeleri nedeniyle büyük tehdit altında olduğunu ifade eden Çidem, “Doğal yaşam alanlarımızı kaybetmeye doğru gidiyoruz” dedi.
DOKU Derneği Başkanı Göksal Çidem Istarnacalar ile ile yazılı bir açıklama yaparak, Kırklareli il sınırları içinde 2117 bitki türü ve 2062 hayvan türü olmak üzere toplam 4179 tür canlı tespit edildiğini belirtti.
BİYOÇEŞİTLİLİK VE SU KAYNAKLARI ALARM VERİYOR
Çidem “Kırklareli ilinin biyoçeşitlilik zenginliğinin başlıca nedenleridir. Istrancalar bu nedenle çok çok önemli bir doğal varlığımızdır.Istrancaları 1/3 BG yaklaşık 2/3 ise TR de. Bulgaristan Istarnca Park Alan 1161 kilometre karedir . Biyosfer rezerv alanıdır. Koruma altındadır. Aynı vejetasyona sahip Türkiye Istrancaları ise 1970 Km2 dir. Madencilik ve enerji üretim alanıdır.Komşu aynı ormanı korumak için her türlü ulusal ve uluslar arasıyasaları hayata geçiriyor. Bizde ise kullanmak için her şey yapılıyor.
Dünya ormanlarıyla birlikte Istrancalarda kritik eşikte. Bilimsel raporlarda iklimi,dünyanın ormanlarını ve biyolojik çeşitliliğini felaketli bir geleceğin beklediği vurgulanıyor.Biyolojik çeşitlilik ürkütücü boyutta azalıyor ve bir çok türün yok olma riski var.”dedi.
İSTANBUL’UN SU KAYNAKLARI RİSK ALTINDA
Kuraklık etkisinin dikkate alınması gerektiğini belirten Çidem, “Suya dayalı ve su kaynaklarını tehdit eden tüm projeler durdurulmalıdır. Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2024 yılı kuraklık haritalarına bakıldığında 2025 yılı “SUSUZ YAZ” yaşanacak.
Bu kuraklık durumu Ergene havzası ve İstanbul dahil, tüm Trakya’yı olumsuz etkileyecektir. Yaşam kaynağımız Istranca ormanları içinde geçerli. Istrancalarda ki Maden-Enerji projelerinin tamamına yakını doğal ormanların içinde ve su kaynakları üzerinde.” şeklinde konuştu
ORMANLAR ÜRETİM ADI ALTINDA YOK EDİLİYOR
Ormanlarımızda üretim alanı adı altında üretim denilen orman kesimi yapıldığını belirten Çidem açıklamasına şöyle devam etti“Traşlama, gençleştirme yol açmak için ağaç kesimime dayalı yapılan ormancılık faaliyeti mutlaka yeniden değerlendirilmelidir. Ormanalanlarını madencilik sahası, enerji üretim alanı, yapılaşmaya açmak ve odun deposu uygulamasından acilen dönülmelidir. Karar vericilerin doğal ormanlarımızı kaybetmeyi göze almamaları, Meteoroloji Genel Müdürlüğü raporlarını dikkatle değerlendirmek önem ve aciliyet arz etmektedir. Ve her karardan önce gelecek nesilleri ve burada yaşayan canlıları düşünerek karar vermeleri gerekiyor.
Ormanlar karbon yutak alanıdır. Su rejimini düzenler. Heyelan ve sellerin önlenmesinde en önemli faktör olduğu, Dünyadaki temiz su kaynaklarının tamamına yakını dağlardan ve burada ki ormanlardan doğduğu ve gittiği yere hayat verdiği unutulmamalıdır. Orman ekosistemleri kendi doğal akışına müdahale edildiğinde yaşadığımız felaketleri her yerde görmeye başladık. Ormancılık faaliyeti ekolojktemelli ormancılık anlayışı ile yapılmalıdır..Istranca ormanlarında binlerce hektarlık alanda yüzlerce talan projesi var. Yarıdan fazlası maden ve enerji. Bunlarında tamamına yakını ormanlarımızda yeraltı ve yüzey su besleme alanı üzerinde. Bu durum böyle devam ederse Kırklareli,Kıtlıkeli olacaktır.”
“SESSİZ KALMAYIN” ÇAĞRISI
Göksal Çidem, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Tarih, doğal yaşam alanlarını yok edenleri affetmeyecek. Sessiz kalanlar ve göz yumanlar, çocuklarına ve torunlarına karşı sorumluluklarını unutmasın. Geleceği yok etme hakkımız yok. Istranca ormanlarını korumak, hem bugünün hem de yarının sorumluluğudur.”
YER ALTI SULARININ % 85’İ TÜKENİYOR
Çidem Trakya’da yeraltı sularının %85 inin tükendiğine vurgu yaparak açıklamasını şöyle tamamladı. “Yüzey sularının kirlendiği bir dönemde, yeraltı suyu besleme alanları her türlü yapılaşmaya kapatılmalı mutlak koruma altına alınmalı, ihlal eden kişi ve kurumlar hakkında etkin adli ve idari yaptırımlar acilen uygulanmalıdır. Çünkü temiz içme suyu bitiyor. Yaşamın temeli su. Su biterse gıda yok. Doğal ve sosyal yaşam yok.
Tarım toprakları, Meralar ve Ormanlar kayıtsız ,şartsız, fakatsız, amasız, ancaksız korunmalı Topraklar ve meralar tarımsal SİT alanı ilan edilip, Ormanlar kesin korunacak hassas alan ilan edilip mutlak koruma altına alınmalıdır. Kırklareli ’de çevremücdelesini yürüten bir avuç insan ve birkaç kurumun verdiği bu mücadele, aslında Trakyanın yanı sıra, ülke nüfusunun %20-25 için veriliyor. İstanbul’un bundan ne kadar haberi var.? Belki de sadece hava durumlarında “Balkanlardan gelen soğuk ve yağışlı hava İstanbul’u ve Yurdu etkisi altına alacak” dediği zaman, acaba bu hava ve suyun Kırklareli’denIstrancalardan geldiğini biliyor mu.?İstanbulun nefes borusu Istrancalardır. İstanbul’un içtiği suyun soluduğu havanın kaynaklarında neler olmuyor ki. Tüm bunlar yaşanırken İBB Rezve suyunu alçağını söylüyor. Rezve deresinin bir çok kaynağı kurudu. Yapılacak olan milyonlarca yatırım yerine bu yatırım kayıp kaçak için kullanılmalıdır.
İstanbul’un su kaynakları batı’da Kırklareli’nden başlayarak Doğu’da Düzce’ye kadar ulaşmıştır. Günlük ortalama tüketim 3.060.450 m3/gündür(İSKİ). İstanbul için kişi başı 190 litre (Kaynak TÜİK) toplam 16.107,632 kişiye su veriliyor. Su kayıp ve kaçaklarının engellenmesi çalışmaları neticesinde, 2023 yılı su kayıp ve kaçak oranı %18,94’e düşürülmüştür. 2018 Yılı Kayıp Su Oranı %22,34’dür. (Kaynak İSKİ) Mevsimlerde normal yağışlar olduğunda Istranca derelerinin toplam su geliri yıllık 129 milyon m3, bölgenin toplam su ihtiyacı 86 milyon m3. İşte kalan 43 milyon m3 suyun İstanbul’a getirilmesi için milyon dolar içeren ihaleler, isale hattı, yollar, enerji hatları için on binlerce ağaç kesimi ve en önemlisi de bu bölgenin doğal yapısına, ekosistemine yapılan ölümcül müdahaleler olacaktır. İstanbul’un 2 haftalık suyu için yapılacak olan yatırımın fayda-maliyet hesabı tekrar yapılmalıdır. Bizler bu mücadeleyi gelecek adına yaparak, gelecek nesillere karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirip, insan olmanın gereğini yapıyoruz. Tarihe not düşüyoruz. Gelecek nesillerin yaşam alanları yok edilirken, seçilerek sorumluluk üstlenenler bunun vebalinden kurtulamazlar.
Gelecek yok edilirken, sessiz kalanlar, göz yumanlar, çocuklarınıza ve torunlarınıza karşı olan sorumluluğunuzu unutmayın. Onların yaşam alanlarını yok etmeye kimsenin hakkı yok, onlar bunu hak etmiyorlar.”
GÜNDEM
8 gün önceGÜNDEM
9 gün önceGÜNDEM
9 gün önceGÜNDEM
9 gün önceEKONOMİ
9 gün önceASAYİŞ
10 gün önceMAGAZİN
10 gün önce