KADİR HIDIR
Yayınlama:22.11.2024 20:00,
Güncelleme:22 Kasım 2024 20:34
Kılıçtaroğlu nun mahkemedeki ifadesi.
….
Sayın Yargıç,
Konuşmama başlamadan önce iki hususa dikkat çekmek istiyorum.
Birincisi : Ben buraya işlediğim bir suçtan ötürü kendimi savunmak için değil,
işlenen suçları kayıtlara geçirmek, hesabını sormak ve tarihe not düşmek için geldim.
İkincisi : Maruz bırakıldığım bu hukuksuzluğun öznesi ve sebebi olmadığınızı biliyorum.
Söyleyeceklerimin hiçbirisinin şahsınızla bir ilgisi yoktur.
Ancak bilmenizi isterim ki sizinle ortak bir noktada buluştuk.
Tarih, bana gerçekleri söyleme görevi verdiği gibi size de bu gerçekleri kayıt altına alma
fırsatı sunmuştur.
Sanırım, açılan davaların ve mahkemeye çıkmamın nedeni;
Erdoğan’a “Başçalan, Hırsız ve Başhırsız” demiş olmamdır.
Öncelikle ispatlarla sabit olan bu gerçekleri dile getirdiğim için hiçbir pişmanlığımın
olmadığını söylemek isterim.
Ne mutlu ki bana, mahkeme karşısına, “Rüşvet suçundan” çıkmadım.
Ne mutlu ki bana, “yetim hakkı yiyen zimmet suçlusu bir hırsız” olarak
karşınıza çıkmadım
Ve yine ne mutlu ki bana Sayın Yargıç, karşınıza “Vatana ihanetten” de çıkmadım.
Karşınıza Sayın Yargıç, “Hırsıza hırsız ” dediğim için çıktım.
Sayın Yargıç;
Ben Kemal Kılıçdaroğlu..!
Maliye Bakanlığında hesap uzmanlığı,
Gelir İdaresi Başkanlığında Daire Başkanlığı ve Genel Müdür Yardımcılığı yaptım.
Bağ-Kur ve Sosyal Sigortalar Kurumunda Genel Müdürlük ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında Müsteşar yardımcılığı yaptım.
Siyaset arenasına girmeden önce Üniversitede ders verdim.
Milletvekilliği ve Grup Başkan Vekilliği yaptım.
Daha sonra üyesi olmaktan her zaman gurur duyduğum Cumhuriyet Halk Partisinde Genel Başkanlık görevini 13 yıl boyunca yerine getirdim.
Sayın Yargıç,
Bütün görevlerim süresince çok büyük bütçeler yönettim.
10 binlerce memura amirlik yaptım.
Ne beytül malın bir kuruşuna el uzattım, ne de bir kişiye müsaade ettim.
Çeteler, baronlar ve mafyalar hep karşımda olmuştur.
Tarih kadar uzun bir yolculuktan geldim Sayın Yargıç.
68 Kuşağında Denizlere, Mahirlere ve Hüseyinlere yoldaşlık ettim.
İdamlara tanıklık ettim.
Daha sonraları anladım ki,
Sağdan ve soldan idam edilenlerin aslında aynı hedefte yürüyen kardeşler olduğunu.
Düşmanlarımızın ise tek olduğunu.
Aslında, bu ülkeyi bölmek ve bizleri kendilerine köle yapmak için amansızca çalışan Emperyalistlerdi bizim tek düşmanımız.
O kara günler geçtikten sonra, darbeler ve idamlar sürecini çok düşündüm ve tek bir şeye
İnandım…
“Biz; sağcı-solcu, seküler-dindar, Alevi-Sünni, Türk-Kürt- ” değildik.
Biz, Dünyanın en güzel toprakları olan bu vatanda, barış, kardeşlik, huzur ve bereket
İçerisinde yaşama mücadelesi veren,
ama İşgalci güçler ve onların içimizdeki işbirlikçileri eliyle
birbirini öldüren…
Gençlerini uyuşturucu baronlarının eline terk etmiş,
Çocuklarının eğitim-sağlık ve beslenme ihtiyaçlarını karşılayamayan,
Gelişmiş dünyanın çoktan unuttuğu saçma konular yüzünden kutuplaşmış,
Emeklisi aç,
Hastası tedavi edilemeyen,
Sınırları korunamayan,
Emeği sömürülen,
İnsanlık onuruna yakışan bir hayattan çok uzaklaşmış,
Ağız dolusu gülmeyi unutmuş,
85 milyon ve tek millet olan kardeşler olduğumuza inandım.
Anlatacağım Sayın Yargıç, Sizde bunu aziz millet adına ve tarih önünde kayıtlara geçirin.
Herkes iyi dinlesin! Bu sözlerime kulak versin!
Sayın Yargıç bu anlatacaklarımın dava konusu ile ne alakası var demeyin!
Bakın yolsuzluk ve hırsızlık, ülkenin başına ne işler açıyor!
Yaptığı hırsızlık, yolsuzluk nedeniyle mal varlığının hesabını veremeyenler, egemen güçler tarafından teslim alınırlar. Ve bu sonuçta o ülke için felaketlerin kapısını aralar.
Bakınız, Büyük Ortadoğu Projesinin 2. Fazına geçildi!
Emperyalistlerin, İşgalcilerin ve
Vatanımızda-Çocuklarımızda-Geleceğimizde ve Canımızda gözü olan düşman cephesinin kurduğu planın ilk aşaması tamamlandı. Şimdi ikinci aşaması uygulamaya kondu…
85 milyon vatandaşımıza sesleniyorum;
Büyük Ortadoğu Projesinin İlk aşaması şudur;
Rüşvet ve yolsuzluk yoluyla zenginleştirdikleri,
Teröre ve uluslararası suç teşkil edecek işlere girmesini sağladıkları,
Ülkeyi toprak tavizleri vermek zorunda bırakacak kadar borçlandıracak
“Tek Adam” rejimi kurmaktı.
Ve en önemlisi;
Ülkedeki bütün güçleri “TESLİM ALABİLECEKLERİ” bir tek adamda birleştirmekti.
İlk faz tamamlandı.
Teslim aldıkları ve bütün güçleri üzerinde birleştirdikleri “TEK ADAM ve SARAY REJİMİ”ni
kurdular.
Tekrar hatırlayın beyefendi o dönem “Amerikan askerlerinin evlerine sağ salim dönmeleri için dua ediyordu”
Güçler ayrılığı olmayan ve Teslim Alınabilecek – Tekrar ediyorum- yasadışı malvarlığı dolayısıyla teslim alınabilecek tek bir kişi üzerine inşa edilen bu ucube sistem
ülkemiz için beka sorunudur.
Ben Kemal Kılıçdaroğlu !
75 yaşındayım.
Hayatım boyunca alnımın teriyle kazandım,
Çocuklarımı helal lokma ile büyüttüm,
Maaşımdan biriktirdiklerimle satın aldığım ve hali hazırda içinde yaşadığım evimin dışında,
kooparetife girerek edindiğim Ankara’nın Büğdüz köyündeki evimden başka bir mal varlığım yoktur.
Çok büyük bütçeler yönettim,
Her zaman ve her adımımda fakir-fukaranın parasını ve çıkarını gözettim.
Milletimi ve devletimi her zaman sevdim, onlara sadakatten hiç ayrılmadım.
Bütün yaşamım boyunca parayla hiç işim olmadı, dönüp yüzüne bile bakmadım.
Terör örgütü PKK tarafından kurşunlandım, kucağımda şehit verdim.
Defalarca suikastlara, linçlere ve saldırılara uğradım.
Canımla sınandım geri adım atmadım.
Ailemle ve çocuklarımla tehdit edildim oralı bile olmadım.
Para ve zengin bir hayat vaat ettiler, satılmadım-satın alınamadım.
Hiç bir zaman teslim alınmadım Sayın Yargıç.
Bunu Aziz Milletimiz bilsin,
Devletimi ve milletimi sevmekten hiçbir zaman vazgeçmedim ve vazgeçmeyeceğim.
Ben Kemal Kılıçdaroğlu,
Hatalarım, Pişmanlıklarım ve Üzüntülerim yok mu?
Tabi ki Var.
Sayın Yargıç,
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, vasiyet olarak “Kılıçdaroğlunu aileme emanet ediyorum”
diyen milliyetçi ve vatansever diye bildiklerimiz işbirlikçi çıktı, onlara inandığım hata ettim,
Evet hatalıyım.
Bu kadar kötü olabileceklerini tahmin edemedim..
Pişmanım,
Kurulan müesses nizamı ve ülkenin içine girdiği bu tehlikeyi daha iyi anlatamadım,
Milletimizi ikna edemedim,
Sahte videolar ile sahtekarlık yapanlarla daha çok mücadele edemedim.
Üzgünüm Sayın Yargıç,
Çocukları sorduğunda hep unutkan, sofraya oturulduğunda hep karnı tok olan anneler için
üzgünüm.
Beslenme, eğitim ve sağlık problemi yaşayan,
Katledilen, taciz ve tecavüze uğrayan, sevilmeyi ve gülmeyi unutan ve yatağa aç giren her bir
evladımız için üzgünüm, kahroluyorum, yüreğime ağır geliyor.
Torunlarına mahçup olan, faturasını ödeyemeyen emeklilerimiz için üzgünüm.
Evet, üzgünüm Sayın Yargıç,
Daha bir kaç gün önce yokluktan ve yoksulluktan dolayı yanarak can veren 5 evladımız için
üzgünüm.
Gece mesailerinde çalışan, orada çıkan meyveyi yemeden çocuğuna götüren,
Gece mesaiye kaldığı için evine geç giden, kendi gittiğinde çocuğu uyumuş olan ve sabah
erken işe giderken yine çocuğunun yüzünü göremeyen emekçi anne-babalarımız için
üzgünüm.
Yurtdışına kimisi kaçak yollarla, kimisi uzun uğraşlarla giden 300 bin genç için üzgünüm.
Onlar bizim geleceğimiz Sayın Yargıç!
Onları “Giderlerse gitsinler” diyen Erdoğan’a mecbur bıraktığım için çok üzgünüm.
Okumuş, yetişmiş, zeki, pırıl pırıl 300 bin genç Sayın Yargıç.
Peki, yerine gelen kim?
Ne idiğü belirsiz milyonlarca eğitimsiz sığınmacı.
Emperyalistler çocuklarımızı bile elimizden aldı.
Afrika kabilelerinde bir söz vardır.
Derler ki “Köyün ve ailesinin sevgisini alamayan bir çocuk, ısınmak için o köyü yakar”
İşte Sayın Yargıç, o çocukları tekrar kazanamazsak bizi yakarlar.
Sizlerin ve tarihin önünde ifade etmek istiyorum.
Kararlıyım!
Bu devleti ve devletin asıl sahibi milletimizi, gelişen dünyanın gerisinde bırakanlarla
mücadele etmeye kararlıyım.
Herkes bilsin ki, bu Aziz millete tarih önünde son vazifemi yerine getireceğim.
Bu benim namus borcum ve son yürüyüşümdür.
Konuşmamı bitirirken Sayın Yargıç,
Şunu herkes bilsin ki;
100 yıl sonra bir kere daha söylüyoruz,
Ne bu devleti ne de bu milleti “Köhne Bizans’ın Yıldız Burcunda oturan baykuş” özentilerine
bırakmayacağız.
Ve buradan milyonlar adına sesleniyorum,
Başta Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere,
Bütün kuvvacı kahramanlara selam olsun,
Selam olsun,
Devletin bekası-milletin selahiyeti için canını hiçbir zaman sakınmamış
bütün vatanseverlere,
Atatürk ve Cumhuriyet’e bağlılık yemini ettiği için ihraç edilen Genç Teğmenlere,
Yurdışına çıkmış ama geri döneceklerine inandığım 300 bin gencimize,
Ulusal kurtuluşumuza,
Güzel ve Aydınlık günlere selam olsun.
Yaşasın Türkiye, yaşasın Türkiye Cumhuriyeti
SKY- HABER- Nuh Mehmet Yakuter