KADİR HIDIR
Yayınlama:16.11.2024 08:09,
Güncelleme:16 Kasım 2024 08:09
15 Kasım 2024’te Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki deprem, bölge genelinde paniğe yol açarken, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) hızla harekete geçti. Depremin etkileri ve yapı sağlığı üzerindeki sonuçlarına ilişkin ön değerlendirme raporu yayımlandı.
“Bölgenin Deprem Riski Nispeten Düşük”
KTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilgün Sayıl, depremle ilgili yaptığı açıklamada şu bilgileri paylaştı:
Rize’nin deprem tehlike haritasındaki maksimum ivme değerinin 0.2-0.3g arasında olduğu ve bu durumun bölgenin deprem tehlikesinin nispeten düşük olduğunu gösterdiğini belirtti.
Tarihsel ve aletsel dönemlerde (M.Ö. 1800’den itibaren), Rize il sınırları içerisinde büyüklüğü 4.0 ve üzeri deprem kaydedilmediğini vurguladı.
Komşu illerde geçmişte meydana gelen büyük depremler (örneğin 1906’daki Toprakkale-Oltu depremi ve 1924, 1983 yıllarındaki Erzurum depremleri) bölgenin bu tür sarsıntılardan etkilenme olasılığını artırıyor.
Yapı Sağlığı İzleme Çalışmaları Başlatıldı
KTÜ Deprem ve Yapı Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık, üniversitenin yapı sağlığı izleme sistemleriyle bölgedeki kritik yapıların güvenliğini değerlendirdiğini açıkladı:
Deriner ve Yusufeli Barajı’nda, Rize-Artvin Havalimanı’nda ve Trabzon’daki yüksek katlı binalarda elde edilen ivme ölçümleri değerlendirildi.
Dinamik karakteristik analizleri yapılarak, yapıların frekanslarında herhangi bir değişiklik olmadığı tespit edildi. Bu durum, yapıların taşıyıcı sistemlerinde bir hasar olmadığını ve güvenli bir şekilde kullanılmaya devam edilebileceğini ortaya koydu.
Altunışık, bu sistemlerin büyük felaketlerin önlenmesinde önemli bir rol oynayacağını belirterek yapı sağlığı izleme çalışmalarının genişletileceğini ifade etti.
Yapılara Anlık Takip
Deprem sonrası kısa sürede toplanan verilerle yapılan analizler, Rize ve çevre illerdeki kritik yapıların depreme dayanıklı olduğuna dair önemli bir güvence sağladı. KTÜ’nün teknolojik altyapısı ve hızlı müdahalesi, bölge halkının endişelerini azaltmayı amaçlıyor.
Bu çalışmalar, deprem sonrası hasar tespiti ve risk yönetimi konusunda Türkiye’de örnek teşkil ediyor.
(Haber: İlyas GÜR)
