Almanya’da Motosiklet kullanmak Türkiye’ye hiç benzemez. Türkiye’de motor kullanmak tehlikeli. Sürücüler motor sürücülerini dikkate almıyor. O yüzden motosiklet kullanıcıların ölüm oranı yüksek.
Gençlik yıllarımdan bu yana tanıdığım değerli dost, güzel yürekli arkadaşım, İbrahim Çiçekile kısa bir söyleşide bulundum.
Bana, Türkiye ve Almanya arasında motosiklet kullanımı konusunu anlattı.
İlk sorum şu olmuştu:
“Sendeki bu tutku nasıl başladı?”
– “Gülerek,” dolu dolu yaşamayı seven biriyim. Değişimi severim. Uzun yıllar maden ocaklarında çalıştım, emekli oldum. Hayalimde motosiklet tutkum gençlik yıllarımda başladı. Çok paralar kazandım, yatırımlarımızı Türkiye’de değerlendirdik. Bazen düşündükçe keş kelerim var, artık geç oldu. Evim, aracım var. Çocuklar büyüdü, onlarda iş sahibi oldular.
Geriye; hep arzu ettiğim bir şey kalmıştı, o da motosiklet.
Motosiklet kullanmak, arkadaş edinmeyi ve bu arkadaşlığı devam ettirmeyi sağlayan önemli bir araçtır. Motorcular, motor sürmek için özel olarak vakit ayırırlar ve bu zamanlarda onları bu motorcu grupla bir yerlere giderken görebilirsin.
Motosiklet arkadaşlığı daha kuvvetlidir. Çünkü yola beraber çıktığınız ve yolun zorluğuyla birbirinizi sınadığınız insanlarla bir bağ geliştirirsiniz.
Ayrıca bu arkadaşlık motorun pahasına bağlı olan bir hiyerarşiye göre yapılmaz. Bir cup süren motorcu ile pahalı bir supersport süren bir diğeri ile oturup sohbet eder, dostluk kurar.
Bu ortamı Bentley ile Tofaş’a binenlerin oturup çay içmesi gibi düşünebilirsiniz. İlginçtir ama sınıfsallığın hala bozamadığı bu ortamda iletişim, ezici bir çoğunlukla böyledir.
Motor kullanmak üzerinizdeki gerginliği azaltır. Motora belli bir süre bindikten sonra sanki meditasyon yapmış gibi kendinizi sıfırlanmış hissedersiniz, zihniniz berraklaşır. Birçok motorcu, motora binmeyi bir terapi, enerji veren veya tazelenme sağlayan bir faaliyet gibi anlatır. Motor kullanmak, size ve beraber motor sürdüğünüz arkadaşlarınıza, günlük hayatın rahatsız edici duygularından belli bir süre uzaklaşmayı sağlar.
Fakat unutmayın ki bu arada arabalar size stres vermeye devam edecektir. Çünkü arabalar motorları nedense bir türlü görmezler.
Haritanızı açın ve sakin, huzurlu, kafanızı dinleyebileceğiniz bir nokta seçin ve motorunuzla oraya gidin. Gidebileceğiniz orman, dağ, nehir veya mağara, neresi olursa olsun, motosikletinizle buraya gidebilmek mümkün olacaktır. Motorcular arasında böyle sakin mekanların bilgisi çok dolaşır.
Çünkü bilinen kalabalık mekanlarda vakit geçirmek herkes için sıkıcıdır. Çünkü yol ne kadar zorlu olursa olsun böyle huzurlu mekanlarda vakit geçirmek için altlarında motorları vardır.
–“Motorcu Dayanışması”
Motorcular birbirini tanımasa da birbirlerine bir sempati beslerler. Bunun tezahürü ise yolda birbirlerini tanımasalar da selam vermeleri veya bir yerde karşılaşınca muhabbete kolaylıkla başlayabilmeleridir.
Motorun fiyatı veya motorcunun sosyal statüsünün bir önemi olmaksızın birbirlerini sadece motorcu olarak görürler. Bunun bir tezahürü ve arabacıların yapmadığı bir şey olarak, bilhassa şehir dışında yolda kalmış bir motorcuya mutlaka diğeri yardım eder. Bu ise toplu sürüşlerde veya çeşitli motosiklet etkinliklerinde kolayca sosyalleşmenizi sağlar.
Birçok Avrupa ülkesinde, motosikletlerin çeşitli şartlar çerçevesinde arabalar arasından geçerek trafikte ilerlemesi yasaldır. Arabalara ise motosikletlerin bu hareketine dikkat edip önlem alması sorumluluğu verilmiştir.
–Peki, bu durum Türkiye’de nasıl?
Bildiğim kadarıyla ülkemizde bu yasal olmasa da bir fiili durum olarak gerçekleşmektedir.
Ayrıca motosikletlerin emniyet şeritlerinden gitmesine izin verilmektedir.
Bunun iki sebebi vardır. Birincisi trafik polisleri de bilmektedir ki arabalar motosikletleri trafikte yok sayarak kaza yapmalarına sebebiyet vermektedir.
Bu sebeple emniyet şeridinden gitmelerine izin vermek, motosikletleri korumak amacıyladır.
İkincisi bir motosikletin ihtiyaç halinde emniyet şeridini terk edebilmesi saniyeler içinde gerçekleşebilir. Bu sebeple motosikletlerin emniyet şeridini kullanmasını bir işgal olarak değerlendirmek zorlama bir fikir olarak değerlendirilebilir. Bu vesileyle, trafik polislerine teşekkür ederiz.”
Çiçek bir çırpıda öyle güzel anlattı ki canı kulağımla dinledim. Son olarak şu soruyu sordum.
Motosiklet tutkunu İbrahim Çiçek
-Türkiye’de motosiklet kullandın mı, kullandıysan orada nasıl bir sürüş izledin?
“Dedim ya, Türkiye’de motor kullanmak tehlikeli. Sürücüler motor sürücülerini dikkate almıyor.
Görüyorsun burada değişik şehirlerde yaşayan Türk arkadaşlar ile buluşup sohbet ediyor, kahvelerimizi yudumluyoruz. Burası motosiklet buluşma noktası. Aramızda Alman arkadaşlarımız da var. Motorcular dayanışmamız var. Bazı arkadaşlarımız guruplar halinde Avrupa’da değişik ülkelere turlar düzenliyor, birlikte geziyoruz. Onun da ayrı bir zevki oluyor.”
-Bu güzel söyleşi için Teşekkürler
İbrahim arkadaşım Kırıkkaleli. Aynı zamanda Almanya’da mahalle komşum. Kendisi gibi oğlu da motosiklet tutkunu. Baba-Oğul gezilere birlikte çıkarlar. Şunu da belirteyim: Oğlu babadan daha hızlı motosiklet kullanır.