9.Aralık.2023 19:26, I Güncelleme:9 Aralık 2023 19:26
Doğayı seviyor, yürüyüşten ve tarihi eserlerden hoşlanıyorsanız, üstüne Ankara’da yapılacak bir şey yok diye hayıflanıyorsanız, gelin benim gezime katılın. Birlikte yol alalım, ayak izlerimiz birbirine karışsın, fikir olsun size.
Pazar sabahı, özel aracımıza binip Ankara’dan yola çıktık. İç Anadolu bozkırının yerini, Karga Sekmez geçidine yaklaşınca Karadeniz orman dokusu alır. Döne döne inerken Kızılcahamam gözlerinizin önüne serilir. İlçeye uğramadan da gezimize devam edebilirdij ama biz Kızılcahamam’da kahvaltı edip, alış veriş yapmayı seviyoruz.
Kaplıcaları, hamamları, sucuğu, bazlaması, çam kahvesi meşhur Kızılcahamam’da kahvaltımızı yapıp, öğlen yemeği için erzağımızı da aldıktan sonra geziye devam ediyoruz. Kızılcahama’dan çıkınca bolu yönüne değil, Ankara’ya yönüne dönmeniz gerekiyor. Kızılcahamam’ı biraz geçince sağa ayrılan Güdül yoluna gireceksiniz. Bu yol manzarası güzel, oldukça keyifli bir yoldur.
Hedefimiz ilçeye 18 km uzaklıktaki Mahkeme Ağacin Köyü ve yeraltı şehri ile 3 km güneydoğusundaki Abacı Peribacaları. Hedefe doğru direksiyon sallarken, yolun solunda bir gölet göreceksiniz. Arabayla girilen bir yer var ama orayı bulmazsanız, bir kenara park edip, yürüyerek inebilirsiniz.
Önce yeşil bir alandan geçilse de, gölün etrafı, ıssız ve çıplaklık hissi veren kurumuş ağaçlar ile çevrili. Farklı bir hava katıyor suyun içinde ve dışındaki kurumuş ağaçlar. Burada biraz yürüyüp, suyu seyredip, fotoğraf çektikten sonra tekrar devam ediyoruz.
Mahkeme Ağacin’i geçip önce Abacı Peribacalarına gidiyoruz. Otoparkı, iki seyir terası, yürüyüş yolları, Peri cafe’si, çocuk parkı ve çardakları ile sizi bir park karşılıyor. Girişler ve otopark ücretsiz.
Siz isterseniz malzemenizi getirip burada kahvaltınızı piknik şeklinde de yapabilirsiniz. Parkın içine girince, sağ taraftaki merdivenler ile sit alanı olan bölgeyi geze biliyorsunuz. Tepeden manzara oldukça güzel.
15 ile 18 milyon yıl önce oluşmuş sit alanı için uzmanlar, Kapadokya’dan sonra Türkiye’nin en büyük Peribacaları diyorlar. Beş bin metrekare alana yayılan oluşum, kaya kitleleri küçük olduğu ve içleri oyulamadığı için Kapadokya’daki gibi yerleşim alanları oluşturamamış. Kapadokya’dan diğer bir farkı da, bacaların şapkasız oluşu.
Burası 2020 yılında ” Kesin Korunması Gereken Alan” ilan edilerek koruma altına alınmış. Gelirken buranın sakinleri patili dostlarımız için mama getirmeyi de unutmayınız. Oldukça sevimli ve cana yakınlar.
Buradan ayrılıp Mahkeme Ağacin köyüne geldiğinizde, 2000 yıllık yer altı şehrini gezmeyi unutmayın. Büyük ihtimal Roma zulmünden kaçan ilk hristiyanların saklanmak için kullandıkları yerleşim yerleri olduğu söyleniyor. Kiliselerden oluşan, tescillenmiş 17 mağaraya sahip bir alan. 2011 yılına kadar köylüler, saman, odun gibi şeyleri saklamak için depo olarak kullanmışlar. İlk 2011 de temizlenerek, turizm açılmışsa da o tarihten sonra pek ilgilenen olmamış.
Bir rivayete göre köy mahkemelere, dar ağacı yapımından kullanılan odun sağladığı için bu adı almış.
Eğer doğada, yürüyüş yapmayı seviyorsanız, köyün üst kısımlarından sol tarafa doğru yürüyün. Dere yatağını takip ederek, çocuklarla bile yürüyeceğiniz keyifli bir parkurda gidiş-dönüş 8km’lik bir aktivite yapabilirsiniz.
Biz yürüyüşümüzün sonunda, kamp ateşinde sucuğumuzu pişirip, yemeğimizi yiyip, çayımızı içerek günümüzü noktaladık. Geriye anılar ve fotoğrafların kaldığı bir günü bırakıp Ankara’ya dönüşe geçtik.
GENEL
04 Ekim 2024AVRUPA
04 Ekim 2024AVRUPA
04 Ekim 2024SPOR GALERİ
04 Ekim 2024AVRUPA
04 Ekim 2024GÜNDEM
04 Ekim 2024AVRUPA
04 Ekim 2024