DOLAR 38,1019 0.06%
EURO 43,6544 -0.04%
ALTIN 4.064,680,07
BITCOIN 32298670,19%
İstanbul
21°

PARÇALI AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

ANNE BABA OLUNCA ANLARSIN

11.Kasım.2023 10:16, I Güncelleme:11 Kasım 2023 10:17

Yayınlama:11.11.2023 10:16,

Güncelleme:11 Kasım 2023 10:17

Rahmetli anneannem evinde bir başına yaşardı. Bazen yalnızlıktan bunalırdı kahreder ağlar, hatta saydırırdı. Beş çocuğu vardı ve dedem rahmetli olduktan sonra bir başına yaşamaya başladı. Kulakları ağır işitirdi ve dizleri çok ağrırdı. Ayağını bükemediği için hep uzatarak otururdu. Üstelik tek bir tane bile dişi yoktu. Canı çekse de her istediğini yiyemezdi. Dere kenarından bulduğu avcuna tam oturan bir taşı vardı ve onunla leblebi, fındık fıstık gibi şeylerden bir kaç tane ezer yerdi. Her seferinde çiğnemeyince tadı olmuyor dişlerinizin kıymetini bilin diye söylenirdi.
Bazı sabahlar teyzemin evine kahvaltıya giderdi ve çoğunlukla ağlayarak geri gelirdi. Çünkü elinle yeme, üstüne dökme, ayağını biraz topla gibi ikazlara çok alınırdı. ‘ Benim yaptığım çömlekler beni beğenmiyorlar’ derdi. Uzunca zamanlar kimsenin evine gitmezdi ama gönlü isterdi ki ; bir parça peynir, bir tas yoğurt yada yeni ekmek yaptıklarında sıcak ekmek getirsinler. Hatta evi yakın olan teyzemler et pişirdiklerinde kapıda beklerdi. Gelen giden olmayınca elindeki bastonuyla hem yeri eşeler hem bir yandan ağlayıp söylenirdi.
Öte yandan çocukları onun inat ve huysuzluk yaptığını, gelip kimseye karışmadan bir köşede yaşaması gerektiğini,sıcak evde sıcak yemek yesin bir şeye karışmasın isterlerdi. Bir keresinde ona ayrı yemek verdikleri için bırakıp evine gelmişti. Kimsenin evinde kalmadan , kimsenin eline düşmeden Allah emanetimi alsın diye dua ederdi.
Şimdilerde hem onu hem tüm yaşını almış büyüklerimi daha iyi anlıyorum. Çocuklarını büyütürken kim bilir ne yokluklar, ne çileler yaşadılar. Belki tek dayanma gücünü çocukları büyüyünce elleri ekmek tutunca rahat edeceğine olan inançlarından aldılar. Belki ne yaşadığımı, neler çektiğimi evlatlarım gördü, onlar beni son demlerimde rahat ettirir diye düşünmüş olabilirler. İşyerimin üst katında sağlık ocağı var ve pek çok insan hikayesine tanık oluyorum. Bazen yardım etmek için yanlarına gidiyorum. Artık hiç birine sormuyorum ‘çocuğunuz yok mu neden yalnız geliyorsunuz?’ diye. Bir gün hareket etmekte çok zorlanan teyzeye bu soruyu sormuştum ve bir daha hiç kimseye sormama kararı aldım. Çünkü cevabıyla hem o üzüldü hem ben … Giderken birden döndü, elindeki bastonu sabit tutamıyordu. Derin bir nefes verdi sanki içinin ağısını atarcasına. Gözleri dolu doluydu ve anlatmaya başladı.
Kısadan keseyim gızım biz çok fukaraydık. Bizim çocuğumuz olmadı sekiz sene. Sona adamım Angara’da daş ocağında iş buldu. Beni de götürdü, tahtadan bi gulubecik yaptı orda durdum. Sona patıron bizim çocumuz olmadını öğrenince bizi dokdura eletdi Allah bin kere ırazı osun. Tedaviyle bizim bi olumuz oluvedi. Abovvv nasıl sevindik, nasıl sevindik. Yerlere goma gıyameyodum. Çiçek baka gibi bakdım böyütdüm. Okutdum, everdim. Biliyon mu göze gızım everene gada olum varıdı. Şindi aynı mahelledeyiz emme komşu bile olamadık anleyon mu beni? Gomşu bile olamadık…
Sonra gözünden akan yaşları yemenisinin ucuna silerek kendi kendine ağıt yaka yaka , ağır aksak yürüdü gitti. Eşimle arkasından bakakaldık ama yüreğimizde acısını bıraktı gitti. Kimbilir belki rahmetli olmuştur. Acaba oğlu üzülüp ağlamış mıdır? Pişman olmuş mudur?
Birinin eli yandığında eli yanmış deriz. Elinin ne kadar acıdığını hiç bilmeyiz. Ta ki elimiz yanana kadar. Eskilerin başına gelmeden anlamazsın demeleri, anne babalarımızın anne baba olunca anlarsın demeleri hiç boşuna değilmiş.
Dilerim hiç kimse sonsuz pişmanlıklarıyla yaşamak zorunda kalmasın. Unutmayın çocukken yemeğinizi üzerinize döktünüz, altınızı, yatağınızı kirlettiniz, defalarca saçma sapan sorular sordunuz, zor yürüdünüz, yoruldunuz kucakta taşındınız. Hiç şikayet etmeden sevilmeye devam ettiniz. Siz yavaş yavaş yürürken kimse sizi çekiştirmedi. Söylenmedi, size ayak uydurdular. Şimdi sizler yetişkin olurken anne babalarınız çocukluğuna geri dönüyor. Anlamalısınız, anlayışlı olmalısınız. Zor yürüyebilirler, üzerine yemek dökebilir, tuvaletini kaçırabilir, unutup tekrar tekrar sorabilirler. Onlar sizi canlarını verircesine baktılar, yuvaya vermediler. PEKİ BUGÜN ADI HUZUREVİ OLAN KURUMLARA ANNE BABALARINIZI BIRAKIP UNUTURKEN HİÇ VİCDANINIZ SIZLAMIYOR MU? Çok sorun çıkarıyor derken haklılık payı mı çıkarıyorsunuz? Bugün çok sevdiğiniz evlatlarınızı yuvaya verip hayatınıza hiçbir şey olmamış gibi devam edebilir misiniz? Vazgeçebilir misiniz? Unutabilir misiniz yavrularınızı? Lütfen atalarınızdan, köklerinizden vazgeçmeyin olur mu? Sevgiyle kalın…
KIVANÇ HALDIZ

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r