Leman Aytar

Yayınlama:17.09.2023 07:37,

Güncelleme:18 Eylül 2023 07:39

1

1

L

Canım okuyucularım, bu yazımda Ankara’nın en güzel mesire yeri olan Mavi Göl’ün ihtişamını anlatacağım. Evet dostlarım Mavi Göl harika bir yer. Ormanın içinde oldukça büyük ve maviliği derin denizlerin mavisi gibi tertemiz havası sanki oksijenle dolmuş, meltem rüzgarlar gibi esen, sanki sakinliği ile dinlenebileceğin huzur dolu gerçek bir yaşam yeri. Kendimi cennetteyim gibi mutlu hissettiğim mükemmel bir piknik yeriydi.
Canlarım biz Akvil Vakfı’nın düzenlediği bu geziye 41 kişilik bir gurupla geldik 50 ila 90 yaş arası bir gruptu. Oraya belediye başkanımız Mansur Yavaş’ın tahsis ettiği araçla 45 dakikada ulaştık. Orada belediyenin kendi özel bahçesinde sadece biz vardık. O kadar güzel dizayn edilmişti ki yok yoktu, tertemizdi. Bizimle de çok ilgilendiler. Hepsine teşekkür ediyorum. Bu muhteşem yere 25 kişilik bir müzik grubu da gelmişti. Hepisi müzik eğitimi almış arkadaşlarımızdı. Bize sürpriz yaparak müzik aletlerini de getirmişler. Keman,darbuka, akordeon, zil… Yok yoktu. Hepsine teşekkür ediyoruz. Tabii hepsi solistler. Düşünebiliyor musunuz müzik eşliğinde (türküler, şarkılar, oyun havaları, türk sanat müziği) bizim gibi yaş almışlara terapi gibi oldu. Hepimiz çok mutluyduk bizler seyrettik ve alkışladık. Gerçekten bizleri çok mutlu ettiler. Sıcaktan ve pahalılıktan çok bunalmış stres içindeydik. Bizlere bu huzuru veren Akvil başkanımız Metin Genç, yardımcısı Semiha arkadaşımız ve bizleri unutmayan belediye başkanımız Mansur Yavaş’a sonsuz teşekkürler. Rabim onları korusun daima huzur içinde olsunlar.
Evet okurlarım Türkiyemizde kim bilir bunun gibi daha ne güzel yerlerimiz var. Tabi bunları tanıtıp göstermemiz lazım. Bir de bunlara sahip çıkıp korumamız gerekli, bu topraklar şehitlerimizi zor mücadelesi ve dökülen kanları ile alındı. Hiç bir parçası heba edilemez, edilmemelidir.
Ama kimi para peşinde kimi kariyer kimileri bencilik peşindeler. Ama öyle bir %80’lik bir kesim var ki kendi dertlerinin peşine düşmüş, ne yapacaklarını bilemiyorlar. Herkes yokluktan evlerine kapanmış, borç ve açlık içindeler. Aldıkları maaş belli. Bırakın eğlenmeyi, gezmeyi lüks yaşamayı, yiyecek yemekleri, kalacak yerler yok. Ocağa aş ağza atılacak ekmekleri yok. Artık anlamıyorum emeğe saygı yok insanlığa sevgi yok. Kalbur üstü refah kalbur altı açlığa mahkum.
Bir avuç toprak için canlarını vermiş atalarımız üzgün, kırgın ,kızgın haklarını helal etmiyorlar. Evlatlarımıza gelince geleceklerinden emin değiller. Pırıl pırıl zekaları başka devletler kapıyor. Herkes bilir ki temelsiz ev olmaz, insansız millet de olmaz. Ölülerin, zulme uğramışların ahı alınmaz, hele rabbime şirk koşanların yaradanımın adaletinden ben korkarım.
Cennet vatanımız herkese yeter fazla aç gözlülük kötülük getirir.
Neyse biz yine Mavi Gölümüze dönelim. Biz neşe içinde çalıp şarkı söyleyip oynarken oraya 2 aile geldi. Çalışanlar bir şey kutluyorlarmış. Yanlarına gidip onları da eğlendirdik. Giderken bize teşekür ettiler. Daha sonra yemeklerimiz geldi, neşe içinde sohbet ederek yedik. Tekrar şarkılar ve oyunlar oynadık saat 5’e kadar eğlendik. Daha sonra toplanıp tekrar Mavi Göl’ün etrafını gezdik tam bir piknik alanı idi. Gelenler neşe içinde pikniklerini yapıyorlardı, kara bataklar yüzüyordu. Ocaklar vardı istediğini pişir çayını iç stresini at mutlu huzur dolu gününü geçir bundan daha güzeli var mı ki? Evde de o yemeği çayı içeceksin ama temiz hava bol oksijen ve orada tanışacağın insanlarla bol bol muhabbet biraz olsun dertlerden tasadan uzaklaşmak çok güzel olur. Dertlerimize dert katıp stres içinde yaşayıp kendimizi hasta edeceğimize, beynimize bol oksijen verip aklımızı kullanalım. Can bizim canımız kendi değerimizi bilip güçlenelim. Akıl elden giderse iş işten geçer her zaman zararsız kaçamaklar bize doping olur.
Hayat yaşamaya değer, elbet bir gün devran döner huzur ve mutluluk bizi de bulur. Her gecenin bir sabahı, her kışın yazı vardır. Öyleyse rabim iyilerin yanındadır. Yaradanımın adaleti keskin kılıçtır. Biz ona inanıyor, güveniyoruz adaletini gösterecektir. İyi insanlar el ele esen kalın.