DOLAR 27,1670 0.16%
EURO 28,9332 0.09%
ALTIN 1.682,370,48
BITCOIN 723699-0,27%
İstanbul
24°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

İMMÜN SİSTEM ve OTO İMMÜN HASTALIK
486 okunma

İMMÜN SİSTEM ve OTO İMMÜN HASTALIK

4.Ağustos.2023 21:00, I Güncelleme:6 Ağustos 2023 19:45

İMMÜN SİSTEM ve OTO İMMÜN HASTALIK

Yayınlama:4.08.2023 21:00,

Güncelleme:6 Ağustos 2023 19:45

Değerli okurlarım, herkesi sevgi ile selamlıyorum. Bu hafta önemli bir konu ile karşınızdayım. Vücudumuzda olmazsa olmazımız İmmün sistem…Keyifli okumalar..
Bağışıklık sistemimiz bizleri enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı koruyan yabancı organizmaların vücuda girmesini engelleyen eğer bu ajanlar vücuda girmişse , bunları yok etmek, yayılmalarını engellemek ya da geciktirmek için organize edilmiş vücudumuzun koruma sistemidir.. İmmün sistemin en önemli özelliklerinden biri de kendisine yabancı olan milyonlarca değişik mikro organizmayı tanıma ve ayırt edebilme yeteneğine sahip olmasıdır. Doğuştan gelen bağışıklık sistemi enfeksiyonları önleyebilir yada hastalıkların şiddettini azaltabilir.. Yani sağlıklı bir vücut karşılaştığı kötü bakterilerle bağışıklık sistemi sayesinde savaşmaktadır. Bu savaşın kaybedildiği durumlarda da hastalık durumu ortaya çıkmaktadır. Bağışıklık sistemi hastalığın gücü,şiddeti, genel sağlık durumu ve yaş gibi bir çok faktörden etkilenir. Ayrıca sağlıksız beslenme,gereksiz antibiyotik kullanımı,stres faktörü bağırsak florasındaki tahribatlar gibi daha önceki yazılarımda bahsettiğim “bağırsak geçirgenliği” başladığında
İmmün sistemi negatif yönde etkilenir. Sağlıklı yaşam alışkanlıklarına sahip olmak yaşam boyunca bağışıklık sisteminin gelişmesi için gereklidir. Günlük yaşamımızda hastalığa ve enfeksiyonlara yol açabilecek olan “virüsler, bakteriler, küf, parazitler ve yiyeceklerdeki yabancı proteinler gibi pek çok şeye maruz kalırız. Tabiki bu durumda bağışıklık sisteminiz hemen harekete geçer.
Bağışıklık sistemimiz bunu gerçekleştirirken tetikte olmalı, aynı zamanda kendi hücrelerimizi de yanlışlıkla istilacı olarak görüp kendi dokumuza zarar vermemelidir.
Bunun için de çok dikkatli olmalıdır. İmmün sistemin bu konudaki öğretileri yaşamımızın en erken dönemlerinde başlar ana organ hücrelerinin ve vücudumuzun doğal yapısına ait olan hücreler sisteme tanımlanır. Artık vücudun hücreleri tanınmaktadır ve hafızaya alınmıştır.. Yabancı ya da kendimize ait olmayan ajanlar arasındaki farkı öğrenilmiştir. Bu ayrımı yapabilme kabiliyetine sağlıklı bir bağışıklık sisteminin çalışması için bu aradaki dengenin önemi fazladır ve vücudun kendi dokusunu tanıyarak yabancı istilacılara karşı antikor geliştirmesi, bu dengenin bir ürünüdür. Bu denge bozulduğu zaman oto immün hastalık meydana gelir ve bağışıklık hücresi kendi vücudumuza saldırmaya başlar.
Normal olarak immün sistemimizin sağlıklı faaliyet verdiği bir insanda Antikorlar immün sistemde normal olarak patojenlere yani hastalıklara yol açan mikrop, virüs, mantar ve diğer zararlılara karşı saldırıya geçerler ve onları kilitleyerek yok ederler.
Yani normal denilen bağışıklık sisteminin güçlü olduğu zaman antikorlar hedef odaklı görev yapmaktadırlar.
Ancak son 30 yılda yapılan mikrobiyom araştırmalarında bağışıklık sisteminin sadece antikorlar ve fagosit hücreler olmadıkları tespit edilmiştir.
Bağışıklık sisteminin % 80 oranında bağırsaklarda olduğu kesin olarak saptanmıştır .
Bağışıklık sistemi zayıfladığında veya çöktüğünde antikorlar patojenlere değil, dokularımıza, hücrelerimize hormonlarımıza , sinirlerimizin miyelin kılıflarına, deri hücrelerininize , derideki renk pigmentlerine saldırırlar.
Bundan dolayı farklı isimler verilen otoimmün hastalıklar ortaya çıkar.
*Tip 1 Diyabet
*Romotoid Artrit
*Sedef Hastalığı(Psöriazis)
*Skleroderma
*Multipl Skleroz(MS)
*Sistemik Lupus Eritematozus (SLE)
*İnflamatuvar Bağırsak Hastalığı(İBS)
*Addison Hastalığı
*Graves Hastalığı
*Hashimoto Tiroiditi
*Sjören Sendromu
*Myastenia Gravis
*Otoimmün Vaskülit
*Otoimmün Hepatit
*Otoimmün Nöropati
*Behçet Hastalığı
*Sarkoidoz
*Astım ve Allerjiler
*Pernisiyöz Anemi
*Çölyak hastalığı
Modern Tıp hastalıkların kaynağı olarak tek suçlu olarak antikorları gördüğü için kortizonlu ilaçlar ile antikorları yok etmeye ve antikorların üretimini engellemeye çalışır.
Ancak son 30 yılda yapılan mikrobiyom araştırmalarında bağışıklık sisteminin sadece antikorlar ve fagosit hücreler olmadıkları tespit edilmiştir.
Bağışıklık sisteminin % 80 oranında bağırsaklarda olduğu kesin olarak saptanmıştır(İkinci beynimiz)
Maalesef Oto immün hastalıklar ömür boyu iyileşmez, ömür boyu ilaç kullanılacaksın diyerek ilaç bağımlılığını zorunlu kılınmaktadır..
Bağışıklık sistemi denilen sistem içinde probiotiklerin son yıllarda derin araştırmaları yapılmakta ve tedavi reçeteleri arasına girmektedir..
Bununla ilgili bir çok bilimsel dernek ve kurumlar hayata geçirilmiştir. Her yıl bir çok yerde bunların Bütüncül ve Fonksiyonel tıp hekimliği kapsamında kongreleri de organize edilmektedir.
Probiotikler ile antikorlar arasındaki muhteşem bir ilişkinin, bağışıklığın en önemli halkasını oluşturduğunu unutmamalıyız..
Normal dediğimiz bağışıklık sisteminde probiotik bakterilerin patojenleri etkisiz hale getirirken antikorları yönettiği ve yönlendirdiği bilinmelidir.
Bağırsakların önündeki dokularda canlı yaşam kolonileri kurmuş olan probiotikler ile, arka plandaki lenfositlerin antikor üretimi arasındaki biolojik bağlantının artık bilinmesi gerekmektedir.
Probiotikler er veya geç olsada koruyucu sağlık dışında hastalıkların tedavisindeki terapilerde yerlerini almışlardır.
Ucuz ve düşük ekonomik çözümler ile, sadece fonksiyonel ve sağlıklı beslenerek probiotik terapiler ile hastalıkların tedavi edildiği günler yakındadır.
Otoimmün hastalıklar oldukça geniş bir yelpazede yer almaktadır. Hastalıkların gelişim mekanizmaları benzer olsa da vücutta yaptıkları etkiler birbirinden farklıdır. Otoimmün hastalıkların ilerlemesini önlemek ve hastalığa bağlı işlev kayıplarını azaltmak için erken tanı ve tedavi büyük önem taşımaktadır. Hastalık şüphesi taşıyanlar donanımlı bir sağlık merkezine başvurmaları tavsiye olunur..Bunlar sonraki yazımda görüşmek ümidiyle..
Sağlıkla kalmanızı diliyorum..
Op. Dr. Mustafa Özdemir

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r