Fatma ÇİÇEK
Yayınlama:29.07.2023 08:57,
Güncelleme:6 Ağustos 2023 19:45
Bir istanbullu olarak yıllar içerisinde defalarca gittiğim yere, bu yaz iyi ki bir daha gitmişim. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Miras ekiplerince yeniden restore edilen haliyle, beni kendine hayran bıraktı. Arkeolojik miras ilkesiyle hem aslına uygun tüm güzellikleri ortaya çıkarılmış hem olası İstanbul depremine karşı sağlamlaştırılmış. Çağdaş sanat gösterileri, kültür sanat etkinlikleri ve dinletiler ile Yerebatan Sarnıcı Müzesi, derin hafızasıyla geleceğin sanatına dair bir evren oluşturmayı amaçlıyormuş. Yeni nesil müzecilik anlayışının en güzel örneği olmuş. Yüzyıllardır var olan yapıyı yolunuz düşerse mutlaka gezin.
Müze kart geçerli değil. Tam 60 lira öğrenci ve öğretmenlere 30 lira giriş ücreti belirlenmiş.
Yabancı turistlerden 350 lira alınıyor ki bu uygulamayı İspanya’da kızım bizzat yaşamıştı. O yüzden beni rahatsız etmedi. Hele ki yabancı paraların bizim paramızın 30 katı ettiği düşünülürse gayet adil
Uzunluğu 140 metre, genişliği 70 metre olan 10.000 metrekare alanı kaplıyor.
80.000 ton su depolama kapasitesi ile şehrin en büyük kapalı sarnıcı. Sarnıcın içerisinde yükseklileri 9 metre olan 336 sütun bulunuyor.
Birbirine 4.80 metre aralıklarla dizili, her sırada 28 sütun olan 12 sıra. Büyük çoğunluğu tek parça bazıları iki parçadan oluşmakta.
52 basamaklı taş merdivenle inilen sarnıca yük oluşturduğu için sökülüp yerine hafif bir malzemeden oluşan merdiven ve yürüyüş yolu yapılarak sarnıcın yükü hafifletilmiş. 700 kamyon beton sarnıçtan uzaklaştırılmış. Yine restorasyonda, sarnıç zemininden 50 cm yüksekliğe ulaşan çimentolu geç dönem döşemelerin temizlenmesi olmuş. Bu sayede seyirciler ilk kez 1500 yıllık tuğla döşemeleri görme şansına kavuşmuş. Bu gezerken en çok göze çarpan değişimdi. 1440 metreküp çimentolu harç çıkarılmış müzeden.
Latince adı “Cisterna Basilica” olduğu için Bazilika Sarnıcı olarak da anılırmış.
1453 yılında İstanbul’un fethinden sonra da Topkapı Sarayı’nın ihtiyaçları için kullanılmış.
Bir kere Osmanlı döneminde bir kerede seksenli yıllarda kapsamlı onarımlar yapılmış ve Medusa başı kabartmalı bloklar keşfedilmiş.
Roma heykel sanatının en özel örneklerinden biri olan Medusa başlı sütun oldukça ilgi çekiyor. Bu arada Medusa efsanelerini hatırlayalım. Bir efsaneye göre Yunan mitolojisinde yer alan ter altı dünyasının dişi canavarı olan üç Gordon’dan biridir. Bu üç kız kardeşten yılan başlı Medusa kendisine bakanı taşa çevirme gücüne sahiptir. Başka bir anlatıya göre Medusa siyah gözleri, uzun saçları ve güzel vücuduyla övünen bir kızdır. Zeus’un oğlu Perseus’u seviyormuş. Athena’da Persus’u seviyor ve Medusa’yı kıskanıyormuş. Athena Medusa’nın saçlarını yılana çevirir ve baktığı herkesi taşa çevirmesini sağlar.
Bu gizemli şahane yapıyı birçok ünlü ve devlet adamı da ziyarete gelmiş. ABD başkanı Bill Clinton başta olmak üzere başka ülke başbakan ve cumhurbaşkanları ve tabi ki ben :))
Haftaya cumartesi Ege kıyılarına gidiyoruz orada görüşürüz…
