13.Şubat.2023 23:41, I Güncelleme:14 Şubat 2023 00:17
Altınbaş Üniversitesi Kamu Hukuku Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hasan Sınar deprem sonrası nelerin yapılması konusunda önemli açıklamalarda bulunarak “Afet Soruşturma Birimi “ derhal kurulmalı” dedi.
Sınar, sorumsuz sorumluların yargılanması için yapılması gereken en önemli konuların başında Afet soruşturma biriminin derhal oluşturulup harekete geçirilmesi gerektiğinin öncelikli olduğunu belirterek, İkinci aşama olarak da bunların tasnif edilmesi ve ayrıştırılması, belgelenmesinin mutlak surette kaçınılmaz olduğunu belirterek şöyle dedi:
“Bu da olay yeri incelemesi yetkin kişiler tarafından yapılması gerekli. Bu çok önemli bir faaliyet. Harfiyat makinaları yıkılan binaların enkazını temizlemek için işe başlarsa bir daha delil toplama imkanı olmayacak.. Yıkılan binaların harfiyatlarından numine örnekler toplanmalı. Ayrıca fotoğraflarla o numinelerin hangi bina harfiyatından alındığı mutlak surette yapılmalı.Aksi taktirde yarınlarda hukuki sorunlar çıkar” dedi.
Sınar kamuoyuna yaptığı açıklamada konuyu detaylandırarak anlattı ve şöyle bir konuşmada bulundu:
“Tarihimizin en büyük doğal afeti ile karşı karşıyayız. Binlerce insanımızın ölümüne yol açan bu korkunç felaketin sorumluları mutlaka hesap vermelidirler. Daha çok yakında 2014 yılında Soma’da 301 madencimizin hayatına yol açan, o büyük madencilik faciasından 9 yıl daha geçmedi. O facianın sorumlularından bir tanesi bile şu an ceza evinde değil. Ne yazık ki ceza adalet sistemi etkin bir şekilde işletilememekte.
Biz bunun en olumsuz ve en can yakıcısını 1999 depreminden sonra gördük. 17 binden fazla yurttaşımızın hayatını kaybettiği o korkunç depremin sonrasında elbette sayısız ceza davası açıldı.
Ancak bu davaların sonucu neticelendirilemedi. Cumhuriyet tarihimizin en büyük doğa afetini yaşadığımız şu günlerde bu afetin sorumluları, o yıkılan binaların sorumluları hakkında benzer süreçler ortaya çıkacak mı, bu kez sorumlular hesap verecek mi? Buna odaklanmalıyız.” dedi.
1999 yılında meydana gelen depremi hatırlatan Sınar şöyle devam etti:
“O dönemde yapılan yanlışlıkların tekrar etmesinden endişeliyim. Birincisi ve en önemli konu, yıkılan ve hasar gören binalardan mutlaka ve mutlaka inşaat örnekleri gecikmeksizin alınmalı. Şu an depremin vurduğu illerde ve ilçelerde adliye binalari dahi yıkılmış durumda. O suçu soruşturmakla görevli delil araştırmakla görevli Cumhuriyet savcılarımız ya kendileri yada aileleri göçük altında şu an layıkıyla yerine getirmelerini bekleyemezsiniz. En öncelikli görev Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) düşüyor. HSK Derhal bir afet soruşturma birimi oluşturmalıdır. Bu afet soruşturma biriminde diğer illerden özellikle büyük şehirlerden görevlendirilecek Cumhuriyet Savcıları ve yeteri kadar kolluk görevlisi bulunmalıdır.
Bunlar derhal depremden etkilenen il ve ilçelere dağılmalı ve yıkılan her bir binadan karşılaştırmalı analize imkân verecek şekilde inşaat örnekleri toplamalı. O delilleri toplamazsanız sorumlulardan hesap soramazsınız.
Toplanan delillerin kapalı ve korunaklı bir yerde ayrıştırılması, tasnif edilmesi ve her birinin belgelenmesi gerekir ki sonradan soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde bunlar kullanılabilsin.
Ama bununla bitmeyecek. 1999 depremi sonrası açılan davalar bilir kişiye gönderildi, adli tıp kurumundan aylarca sonra geldi, raporlara itirazla oldu geri gönderildi. Geldi gitte derken, dosyaların çoğu zaman aşamına uğradı.
Bilir kişilik süreçlerinde benzer olumsuzlukların yaşanmaması, zaman aşamı tehditinin doğmaması için Adli Tıp Kurumu bünyesinde mutlaka bir “afet bilir kişilik birimi oluşturulmalı.” Bu birim yalnızca depremden doğan davalarda ortaya konulan bilirkişilik incelemelerine özgülenmeli. Bu şekilde bilir kişilik hizmeti ivedilikle adil bir biçimde gerçekleştirilerek savcılıkların, mahkemelerin önü açılmalı. 1999 depremine bu koordinasyon sağlanamadığı için de sonuca ulaşılamadı. Bu kez aynı hataya düşmeyelim
Deprem yönetmeliğine aykırı olarak malzemeden çalarak inşaatı yapan müteahhitlerin, bunlara gerekli denetimleri yapmadan uygunluk belgesini veren denetim firmalarının, gerekli denetimi yapmayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkililerinin, yönetmeliğe uygun olmayan binaların imar ve sonrasında iskan izni veren Belediye yetkililerinin hepsinin yargı önüne çıkartılması lazım. Olay gündemde tutmak için vazgeçilmemesi gerekli.
Mağdur yakınlarının mutlaka organize olması, birlikte hareket ederek gündemde tutmaları gerekli. İşin sıkı tutulması ile mağdur ve barolar beraber olabilir ise Hakim ve Savcılar Kurul’na, İçişleri Bakanlığı’na, Adli Tıp Kurumu’na bu konuya hassasiyet göstermeleri için bir baskı oluşturabilirsek, bu kez şeytanın bacağını kırabilir ve ülkemizde yerleşmiş kadim cezasızlık kültürünü yenebiliriz.
GENEL
04 Ekim 2024AVRUPA
04 Ekim 2024AVRUPA
04 Ekim 2024SPOR GALERİ
04 Ekim 2024AVRUPA
04 Ekim 2024GÜNDEM
04 Ekim 2024AVRUPA
04 Ekim 2024