10.Ekim.2022 22:36, I Güncelleme:10 Ekim 2022 22:39
ENESHAN SOLMAZ
Uyuz hastalığının yaş, ırk, cinsiyet ve sosyoekonomik düzey ayırımı yapmadan hemen herkeste görülebilen bir hastalık olduğunu belirten Bayramgürler ‘’Uyuz, insan gözüyle fark edilemeyen Sarkopt cinsi bir parazitin neden olduğu bulaşıcı ve çok kaşıntılı bir deri hastalığıdır. Dünyada her yıl 300 milyon insanı etkilediği tahmin edilen uyuzun son yıllarda görülme sıklığı hem ülkemizde hem de tüm dünyada büyük bir hız kazanmış ve ciddi bir toplumsal sorun haline gelmiştir’’ dedi. Uyuzun iki önemli özelliği olduğunu söyleyen Bayramgürler‘’Bulaşıcı ve çok kaşıntılı’’ olmasının üzerinde durdu.
UYUZ VAKALARI NEDEN ARTIYOR
Dünya ölçeğinde yapılan “Küresel Hastalık Yükü Çalışması (Global Burden of Disease Study)” nın 2015 yılında yayınlanmış verilerine göre; uyuz atrial fibrilasyon gibi önemli bir kap hastalığının ve akut lenfoid lösemi gibi hastalıkların önüne geçerek tüm dünyada hastalık yükü açısından 101. sıraya yerleşmiştir. Buna göre ülkemizde ve tüm dünyada belirgin bir artış gösteren ve kendi başına ölümcül olmayan uyuzun hastalar ve ülkeler üzerine getirdiği yükün giderek arttığı görülmektedir. Bu durum ülkelerdeki göç-mülteci sorunlarının da dahil olduğu sosyoekonomik düzeydeki olumsuz değişikliklere bağlı olarak; aile ve insanların daha kalabalık halde yaşamasına, aynı evi-odayı-yatağı paylaşan insan sayısının artmasına, hijyen koşullarının kötüleşmesine, kıyafet-havlu gibi eşyaların ortak kullanılması gerekliliğine bağlanmaktadır.
UYUZ NASIL BULAŞIR
Uyuz hastalığının temel bulaşma yolu kişiden kişiye yakın deri teması yoluyla gerçekleşmektedir. Eşler ve aile üyeleri arasında kolayca bulaşmaktadır. Ayrıca benzer şekilde cinsel partnerler arasında ya da kreş, okul, kışla, huzurevi, koğuş gibi toplu olarak yaşanan yerlerde de bulaşıcılık sık olup hastalık salgınlara yol açabilmekte. Temas için en az 15-20 dakikalık süreye ihtiyaç var. Örneğin sadece tokalaşma gibi kısa süreli temaslarla bulaşmasının mümkün olmadığı bilmek önemlidir. Hastalığa yol açan parazit insan derisinin en üst tabakasında yaşar ve çoğalır. Parazit deri dışındaki dış ortamda, ortamın nem ve sıcaklığına göre değişmekle beraber, ortalama 24-36 saat canlı kalabildiği için ortak kullanılan eşyalarla bulaşması daha nadirdir.
HASTALIK KAŞINTIYA YOL AÇANA KADAR, KİŞİ HASTALIĞI BAŞKALARINA BULAŞTIRIYOR
Hastalığın ikinci önemli özelliği şiddetli kaşıntıya yol açmasıdır. Kaşıntı parazit insana ilk kez bulaşıyorsa; bulaştıktan ortalama 3-6 hafta sonra ortaya çıkmaktadır. Diğer bir deyişle parazit insan bulaştıktan sonraki ilk 3-6 hafta içinde hastada kaşıntı gözlenmemekte bir anlamda hastalık kuluçka döneminde bulunmaktadır. Ancak daha önceden hastalığı geçirmiş kişilerde tekrarlayan bulaşlar söz konusu olduğunda, hastalık 24-36 saat gibi çok kısa sürelerde de kaşıntıya yol açabilmektedir. Buradaki önemli nokta ise; parazit insana bir kez bulaştıktan sonra kişide kaşıntı şikayeti ortaya çıkana kadar geçen süre uzun yada kısa olsun, o kişi hastalığı etrafında yakın temas halinde bulunduğu diğer insanlara bulaştırmaktadır.
Kaşıntının ortaya çıkması ile ise deride yaygın minik, üzerlerinde kaşıntı izleri bulunan deriden kabarık kırmızı döküntüler ya da hastanın kendi kendini kaşımasına bağlı kaşıntı izleri ortaya çıkmaktadır. Daha nadiren ise en sık parmak aralarında, parmak yanlarında ve el bileği iç yüzlerde yerleşen ve parazitin içinde yaşadığı, gri-beyaz renkli, 1-10mm uzunluğunda, dalgalı ya da kırık çizgi gibi gözlenen tünel adı verilen yapılara rastlanmaktadır. Ayrıca bebek ve çocuk hastaların avuç içi ve ayak tabanlarında inci tanesine benzeyen deriden kabarık döküntüler de görülebilmektedir.
Çok şiddetli kaşıntıya yol açan hastalıklar içinde yer alan uyuzdaki kaşıntının diğer kaşıntılı hastalıklardan ayırımında yardımcı ipuçları aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
Kaşıntının gece yattıktan sonra daha şiddetli olması, gece hastayı uykudan uyandırması
Aynı evde yaşayan aile bireyleri- ev arkadaşlarında kaşıntının bulunması
Kreş, okul, kışla, huzurevi, koğuş gibi toplu olarak yaşanan yerlerde kaşıntı olması
Uyuza bağlı ortaya çıkan deri döküntülerinin en sık el parmak araları, el bileği iç yüzü, koltuk altları, bel çevresi, kalça üzerleri, kadınlarda meme başı ve çevresi, erkeklerde penis ucunda, bebek ve çocuklarda ise avuç içi-ayak tabanında ortaya çıkması
UYUZ TANISI VE TEDAVİSİ
Hastalığın tanısı deri ve zührevi hastalıklar uzmanları tarafından, hastaların yukarıda belirtilen hikayeleri ve muayene bulguları göz önüne alındığında genel olarak kolayca konulmaktadır. Tedavi permetrin veya ivermektin içerikli ya da kükürtlü karışım şeklindeki ilaçların deriye doğrudan uygulanması şeklinde gerçekleştirilir. Bu tip sürme ilaçlarla tedavi edilemeyen hastalarda ise; ülkemizde bulunmayan, daha çok dünyanın daha geri kalmış ülkelerinde bulunan ağızdan tek doz şeklinde alınan ivermektin içerikli hap şeklindeki ilaçlar da önerilmektedir.
UYUZDA TEDAVİ BAŞARISINI ARTTIRMAK İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR
Hastalık yakın temas ile bulaştığı ve bulaştıktan sonra kaşıntının henüz ortaya çıkmadığı dönemde de bulaşıcılık olduğu için; bir evin içinde yaşayan herhangi birine uyuz tanısı konulduğunda o evde yada ortamda yaşayan kaşıntı şikâyeti olsun olmasın herkesin aynı anda uyuz tedavisi alması tedavi başarısında çok önemli ve zorunludur.
Tedavi için verilen sürme ilaçlar doktorunuzun tavsiye ettiği gün ve şeklide kullanılmalıdır.
İlaç uygulamasında önce yapılacak banyo ve hafif bir kese ilaçların deriden emilimini arttıracağı için tedavi başarısında önemlidir.
Sürme ilaçların kulak arkasından ve boyundan başlayarak aşağı doğru tüm vücut yüzeyine sürülmesi gereklidir. El-ayak parmak aralarına, tırnak altlarına, koltuk altlarına, kadınlarda meme başı ve çevresine, erkeklerde penis ve genital bölgeye, çocuklarda avuç içi ve ayak tabanlarına sürülmesinin gözden kaçırılmaması önemlidir.
Tedavi uygulaması bittikten sonra hastaların yeni yıkanmış ve ütülenmiş çamaşır, kıyafet ve nevresim takımları kullanması gereklidir.
Tedavi uygulaması bittikten sonra son 5-7 gün içinde giyilmiş tüm kıyafetlerin, çamaşırların ve nevresim takımlarının en az 60 derecede kaynatılarak yıkanması gerekmektedir.
Yıkamaya -kaynatmaya uygun olmayan kıyafetlerin ise bir poşet içine konularak ağzının bağlanması ve ortalama 7 gün bu şekilde bekletilmesi; ya da açık havada askıya asılarak ellenmeden bekletilmesi gerekmektedir.
Uyuza bağlı kaşıntı şikayetinin doğru bir tedavinin ardından yaklaşık 1-2 hafta içinde azalarak kaybolacağı da unutulmamalıdır.
UYUZDA SON YILLARDA SIK GÖRÜLEN TEDAVİ BAŞARISIZLIĞININ NEDENLERİ NELER OLABİLİR?
Uyuz hastalığının son yıllardaki artışı ile beraber birçok hastanın kullanılan sürme ilaç tedavilerine yanıt vermediği de dikkat çekmektedir. Bu noktada hastalığın kullanılan ilaçlara direnç kazanmış olması bir ihtimal olarak düşünülebilirse de günümüz itibariyle yapılan bilimsel çalışmaların çok büyük çoğunluğunda parazitin ilaçlara karşı bir direnç göstermediği bildirilmektedir.
Bu yıl içinde ülkemizden yapılan bir bilimsel çalışmada permetrin tedavisi görmesine rağmen 3 aydır uyuzu iyileşmeyen hastaların derilerindeki parazitler uygun bir yöntemle parazitlere hiç zarar vermeden toplanmış ve daha sonra laboratuvar ortamında bu parazitler üzerlerine permetrin damlatılarak tedavi edilmiştir. Çalışmanın sonucunda tüm parazitlerin permetrin tedavisi ile öldüğü gösterilmiştir. Bu ve diğer çalışmaların sonuçları tedavideki sorunun ilaca karşı direnç olmadığını göstermektedir. Tedavideki başarısızlığın ve hastalığın kronik bir hal almasındaki temel problemin kısaca tedavi uyumsuzluğu olarak adlandırılan, ilacın uygulanması sırasındaki uyulması gereken ve yukarıda bahsedilen kurallara uyulmaması olduğu düşünülmektedir.
GENEL
08 Ekim 2024AVRUPA
08 Ekim 2024AVRUPA
08 Ekim 2024SPOR GALERİ
08 Ekim 2024AVRUPA
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024AVRUPA
08 Ekim 2024