“Ermeni Silahlı Kuvvetleri’nin dün akşam Ermenistan sınırında Azerbaycan’a yönelik geniş çaplı askeri provokasyonun birden fazla nedeni var.” Azerbaycan Milletvekili Hikmet Babaoğlu bu sözleri basın açıklamasında söyledi.
Milletvekili’ne göre, Brüksel’de Avrupa Birliği Başkanı Charles Michel’in moderatörlüğünde yapılan toplantının hemen ardından Ermenistan’ın provokasyonlara başvurması bekleniyordu:
“Bu iddialar Azerbaycan tarafından kabul görmedi. Yani 10 Kasım 2020 tarihli üçlü açıklamanın gerekliliklerini aşan yeni iddialarda bulundu. Şüphesiz Azerbaycan bunları kabul etmedi. Dolayısıyla Ermenistan’ın bu provokasyonu bekleniyordu. Yeni iddialar, iletişim kurmayı reddettiği yönündeydi. Zengezur koridoru ile başlayan demiryolu iletişiminin açılmasına yönelik çalışmaların durdurulması ve karayoluyla ilgili tartışmaların yapılmaması önerildi. Bu açıkça, üçlü deklarasyonun maddelerinin ihlali anlamına geliyor.
Aynı zamanda, Pashinyan’ın bir kez daha Minsk Grubu’nun yeniden canlanmasıyla ilgili iddialarda bulunduğu görülüyor. Görünen o ki, bu şartların hiçbiri Azerbaycan için kabul edilebilir değil. Kendi iradesiyle değil, dışarıdan kendisine dikte edilen direktiflerle güç kullanarak müzakereler masasında kendi tarafını gündeme getirmek için uğraşan Ermenistan’dır. Ermenistan provokasyonları ABD’nin Güney Kafkasya müzakerelerinde görevlendirdiği büyükelçinin Ermenistan’da kalması sırasında oldu. Çünkü bir gün sonra o büyükelçi Bakü’ye gelecekti. Minsk Grubu’nun yeniden çalışmaya başlaması için yabancı güçlerin yeni bir gündem oluşturmaya çalıştığı açık. Aslında bu provokasyonlara karşı Azerbaycan’ın aldığı tedbirler önleyici tedbirler. Çünkü Ermenistan daha ciddi provokasyonlara yol açmaya çalışıyordu. Ancak Azerbaycan bu planı öğrendi ve hemen müdahale etti. Dolayısıyla Ermenistan’ın bu eylemleri Ermenistan’ın henüz barışa hazır olmadığını gösteriyor… Yapılan eylemler de Azerbaycan’ın Ermenistan’ı barışa zorlamaya hazır olduğunu gösteriyor.
Şu anda Ermenistan Başbakanı’nın çeşitli ülkelerin devlet başkanlarına, KMÖ dahil uluslararası kuruluşlara yaptığı çağrı, Ermenistan’ın bunu önceden planladığını bir kez daha gösteriyor. Burada da Paşinyan’ın birkaç hedefi var. Paşinyan, KMÖ tüzüğünün hangi paragrafına atıfta bulunuyor? Gerekçelendirilmesi gerekiyor. KMÖ tüzüğüne göre, toprak bütünlüğü ihlal edilirse, güvenlik garantisi ihlal edilirse, Kolektif Milletler Örgütü’ne üye devletler müdahale hakkına sahiptir.
Listelenenlerin hiçbiri olmadığı için KTÖ’nün müdahalesi mümkün değildir. Kısacası Paşinyan, Soros’un bir projesi olarak biliniyor ve kendisine ait taahhütleri var. Dolayısıyla Paşinyan, Güney Kafkasya’yı jeopolitik rekabet alanına çevirmek isteyen güçlere hizmet ederek, aslında ülkesine zarar vermektedir. Diğer taraftan bugün, Güney Kafkasya’da barışın sağlanmasında “kim daha büyük rol oynayacak” konusunda jeostratejik bir rekabet olduğunu kabul edelim. Avrupa Birliği mi yoksa Rusya mı olacak? Paşinyan, bu jeostratejik rekabet kampanyasının bir aracıdır. Bu nedenle bağımsız irade gösteremez ve bağımsız kararlar alamaz. Ancak Azerbaycan, Ermenistan’ı barış gündemine döndürmenin yollarını kesinlikle biliyor ve başaracak!”
