25.Ağustos.2022 17:30, I Güncelleme:25 Ağustos 2022 17:38
Zengezur hem ismiyle hem de özüyle bize ait bir topraktır.
Yerin adı, alanı kime ait olduğu hakkında çok şey söylüyor. İsimler elbette insanlar tarafından verilir ve dillerine, karakterlerine, kabilelerine ve yaşadıkları yerin doğasına uygun isimleri düşünür ve bulurlar.
Azerbaycan’ın en eski ve en ünlü topraklarından biri olan Zengezur isminin anlamı Azerbaycan’ın tarihi geçmişinde aranmalıdır. Zangezur’un tarihi bölgesi farklı dönemlerde farklı isimlerle anılmıştır. Bölgenin en eski isimlerinden biri de Sünik’ti. Sunik, Arnavutluk’un dört büyük ilinden biriydi. Sunik, bazı dönemlerde bağımsız bir prenslik haline gelse de, bazen Atropatena’nın, çoğu dönemde Arnavut devletinin bir parçasıydı.
Antik dönemi inceleyen çok sayıda bilim adamı, Syunik yer adını 4. binyılda Uygurların şimdi yaşadığı Çin bölgesinden Kafkasya’ya göç eden Syun-na ve Syun-nu kabilelerinin adıyla bağlanmaktadır.
Sunik adı aynı zamanda “su etrafındaki alan” olarak da yazılır. 3. binyılda Türk (su) boylarının bölgeye yerleşmesi, o bölgede Türk (su) boylarının yaşama olasılığını güçlendirmektedir. Sunik adının Farsça bir çeşidi olarak kabul edilen Sisakan adı, ilk olarak 6. yüzyıl Suriyeli vakanüvis Zachary Ritor’un eserinde bulunur. Yazar, 555 olaylarını anlatırken, Sisaka’yı Arran ve Gurzan (Gürcistan) gibi Ermenistan ile hiçbir ilgisi olmayan bağımsız bir ülke olarak nitelendiriyor.
Arnavut tarihçi Musa Kalankatlı, “Arnavut Tarihi” adlı eserinde Zengezur bölgesini “Sisakan”, “Syunik” ve “Sünestan” olarak adlandırmıştır. Ermeni “alimler” “Zangazur” kelimesinin anlamını iki anlamda açıklamak için çalışırlar “Zange” veya “Zanga” – “mağara” ve “Zur” – “sağlam sondaj”. Görünüşe göre Zengezur’da çok sayıda mağara ve mağara var ve bu mağaralar çok yüksek sesle yankılanıyor.
Aslında bu “açıklama” Ermeni yalanının yankısından başka bir şey değildir. Her şeyden önce, dünyanın hangi dağlık bölgesinde mağara olmadığı için, o mağaralar sesi yankılamıyor mu? Ama neden dünyanın herhangi bir ülkesinde ve Ermenilerin yaşadığı diğer yerlerde olduğu gibi geniş bir bölgeye “sağlam bir mağara” adını vermiyorlar?
İkincisi, Zengezur’da çok fazla mağara yok, aksine çok sarp kayalık, karla kaplı dağlar, derin dar vadiler, sık ormanlar, gür yamaçlar ve çiçekli alpin çayırları var. Ermeni bilim adamları sadece mağara mı gördü?!
Açıklama çok basit: Ermenice’de “dağ”, “vadi” ve “çayır” kelimeleri “Zange” veya “Zanga” gibi gelmiyor. Nispeten saygın Ermeni bilim adamları gerçeğe biraz daha yaklaşarak “Zangezur” adını verdiler.
“Zange+dzor” kelimesini, yani “Zangi vadisi”ni açıklamaya çalışırlar. Bu açıklamanın ilk kısmı gerçeğe yakındır. Ancak, Ermeni kaynakları bunu Ermeni kökenli bir terim olarak vurgulamaya çalışsa da (“dzor”, Ermenice “vadi” anlamına gelir), aslında “Zangazur” yer adının Ermenilerle ve onların kelimeleriyle hiçbir ilgisi yoktur.” Ermeniler, “Zangezur” kelimesini hiçbir zaman Zengedzor biçiminde kullanmamışlardır.
Bir başka gerçek de, Zengezur kelimesinin Ermeni diline ait olmadığını kanıtlıyor. Ermenistan’ın mevcut idari toprak bölümünde Zengezur adında bir bölge yok. Bu bölgeye Ermenistan’da Sunik bölgesi denir. Sovyet yönetimi yıllarında Zengezur adını da iddia eden Ermeniler, aslında Zengezur terimini terk etmişlerdir.
Bu yer adının “Sangi-Sur” şeklinde açıklanması da bilimsel bir temeli olmamasına rağmen ilginçtir. Böylece Farsça’da “seng” taş, kaya, Arapça’da “sur” kelimesi bir dizi duvar, bir kale anlamına gelir.
Bu anlamda Zengezur kelimesi taşların kale duvarları gibi dizildiği ülke anlamına gelmektedir.
Kanaatimizce “Zangazur” yer adı, bu bölgelerde yaşayan, yiğitlik ve şövalyelikleriyle öne çıkan Zengi boylarının adı ve Arapların bu bölgelere gelişi ile ilgilidir. Arapça’da “sur” taş duvar, kale, takımyıldız anlamına gelir. Bu bölgenin çok savaşçı ve özgürlükçü halkı sonuna kadar Araplara karşı savaşmış, şüphesiz bu yıllarda onlarca kale ve sur inşa etmiş, buralara özgü doğal surları Araplara karşı savaşmak için kullanmışlardır.
Hayatının sonuna kadar Arap halifeliğine karşı kesintisiz ve amansız bir mücadele veren Babak bölümü, Bazz kalesinin yenilenmesinden sonra Darvazatape dağında bulunan Şeki kalesine geldi ve hükümdar Saklı Sumbat tarafından ele geçirildi. Zangezur’daki Şeki kalesinin Araplara teslim olması da Sumbat gibilerin ihaneti sonucu mağlup edildiğini doğrulayan tarihi gerçeklerdir.
Bilindiği gibi Zengi boyları, tarihte seçkin askeri liderleri ve devlet adamlarıyla ünlü bir Türk boyudur.
Zengi kabilelerinin en eski yerleşim yerlerinden biri de Güney Azerbaycan’daki Zencan şehridir.
Persler bu şehrin adını “Zangan” olarak telaffuz ederler (“çoğu”, Farsça’da çoğul bir son ektir). Arapların bu bölgelere gelmesiyle “q” sesinin “c” sesiyle yer değiştirmesi sonucunda şehrin adı yazılı kaynaklarda Zencan olarak geçmektedir. Zengi kabilelerinin anavatanı Orta Asya, daha spesifik olarak günümüz Özbekistan topraklarıdır. Zengi lehçesi, Zengi adıyla ilgili birçok yer adının (Zengi, Zengitepe, Zangerik vb.) bulunduğu Özbekistan’da halen yaşamaktadır.
Zengiler çağımızın başlangıcında daha geniş bir alana yayılmaya başladılar. Kazakistan, Afganistan, İran ve Kafkasya’ya gelen yerleşimciler yerleştikleri yerlerde kendi adlarıyla şehirler ve köyler kurmaya başlamışlar, nehirlere, dağlara ve vadilere isimlerini vermişlerdir.
Zencan ve Zengezur ile ilgili onlarca yer adı sayabilirsiniz: Türkiye’de – Erzincan’da, Gürcistan’da – Zengishamlı, Zengane, Azerbaycan’da – Zengilan, Zengaran (Yardımlı ilçesi), Zengane. (Sabirabad bölgesi), Zengishali (Ağdam bölgesi), Zengidare nehri (Gobustan bölgesi), Zengi nehri (İsmayilli bölgesi), Erivan ilçesinde – Zengibasar, Zengiler, Zengili, Zengi nehri.
Zengi aşiretlerinin Orta Çağ Azerbaycan’ının Atabay devletinin üst kademelerinde temsil edildiği ve daha sonra Safevi devletinin kurulmasına ve gelişmesine yakından katıldıkları tarihten bilinmektedir. Atabay döneminde başlayan ve Safevilerin askeri seferleri sırasında daha da güçlenen Zengilerin bugünkü Zengezur topraklarına göçü tam da budur.
Şah İsmail Hatay’ın yarattığı güçlü Safevi krallığının evriminde ve güçlenmesinde Oğuzlarla aynı boyda olan, cesaret ve yiğitlikleri ile öne çıkan Zengari boylarının büyük rolü olmuştur.
Ortaçağ tarihi kaynaklarının tanıklığına göre (Kitabi-Dada Korkut (VII yüzyıl), Mahmud Kaşgari (Divani Lughati-it-Türk (XI yüzyıl)), Reşid ad Din (Oğuzname (XIV yüzyıl), Abdulgazi (Shajareyi-Tarakim (XVII) Yüzyıl) Buna göre Oğuzlar, en ünlülerinden biri Kayı (kayık) kabilesi olmak üzere 24 boylara bölünmüştür. Gayi Türklerinin ünlü boyları: Kaçar, Avşar, Zulgadar, Zengane, Çoban, Baharlı, Padar, Ustajlı, Lek, Halili, Sorsor, Şafak vb. Bu aşiretlerin çoğu Safevi devletinin kurulmasıyla yakından ilgiliydi ve aşiret reisleri, Kızılbaş’ın askeri ve idari liderliğinde geniş ölçüde temsil edildi.
A.A. Bakikhanov, Gargane, Halili, Ustajlı, Gajar, Kangarli, Halaç, Karamanlı, Çıralı, Tekali, Şamlı boylarının isimlerini zikrederek bunların Türk boyları olduklarını ve Azerbaycan’ın farklı bölgelerine yerleştiklerini göstermiştir. Zangana Oğuzlarının sosyal ve siyasi faaliyetleri Azerbaycan’ın Atabay devleti ve daha sonra Safevi hanedanı döneminde İrevan, Chukhursad, Erzincan ve Sisakan bölgelerinde görülmeye başlandı. Bu dönemden itibaren “zangi(a)” kökü ile ilgili çeşitli yer adları ve oronymler bu alanda yayılmaya başlamıştır.
Babak Khurramdi’nin Arap halifeliği ile mücadele ettiği yıllardan Araplar tarafından iyi bilinen Sisakan semti, dağlık, kayalık, doğal kale ve bir duvarı andıran taş dizilerinden oluşan bu bölgenin manzarası Arap seyyahların ilgi odağı oldu. ve akademisyenler bir savunma tahkimat kalesi olarak.
Aynı zamanda hemen hemen tüm yerleşim yerleri kale şeklinde inşa edildiğinden Arap seyyahlar Zengi aşiretlerinin geniş bir alana yayıldığı bu dağlık alana Zengisur – Zengilerin kalesi demek konusunda kesinlikle haklıydılar. Arapça sur, sur (ayrıca sür, sürekli, kaymak kelimelerinin kökünden gelen “sür” kelimesi) sırt duvarı, taş çit, kale anlamlarına gelmektedir.
Küçük Kafkas sıradağlarının ve en yüksek sıradağlarının devamı olan, dar vadileri, aşılmaz yamaçları, ürkütücü dik yamaçları ile Karabağ platosuna kadar taş bir zincir gibi uzanan bu dağlık semtin adı Zangezur’dur. Zengi Türklerinin at oynadığı doğal bir sur ve kale duvarlarını andıran sert kayalar, hem tarihi-coğrafi, hem etnografik hem de mantıksal anlamda kesinlikle doğrudur.
Bilindiği gibi “Zangazur” bir yer adı olarak 14. yüzyıldan beri yazılı kaynaklarda bilinmektedir. Bu dönemde sadece Zengezur’da değil, tüm Kafkasya’da güçlü bir Türk-Müslüman ruhu hakim olmuştur. Zengezur yöresinde sur (zur) topomorfantı ile biten çok sayıda başka yer adlarının olması ve bu köylerin hemen hepsinin dağ ve sarp kayalıklarda (Tekazur, Erjazur, Getezzur, Dermezur, Astazur, Eynazur, Goranzur) bulunması. vb.) vadi ile değil, dağ, duvar, kale ile olan bağlantısını bir kez daha kanıtlıyor.
Yerli ve yabancı hükümdarların iddialarından doğan irili ufaklı savaşların tüm tarihi mücadeleleri ve sahneleri ile zengin dağlık bir alanda, vadide değil, dağlarda, doğal surlara yakın yerlerde yerleşim kurmak uygundu ve yukarıda saydığımız tüm köyler böyle bir manzaraya sahip bir bölgede yer almaktadır. Öte yandan, Zengezur’un doğası – karlı, sert soğuk kış ve yeterince güneşli yaz, yerleşimlerin vadide değil, dağ eteğinde, çığ, sel ve fırtınalardan etkilenmeyen yerlerde olmasını gerektirir. Diğer köylerle ulaşım, ses ve görsel bağlantılar oluşturmak için hayati ve gereklidir.
Zengezur’un adı bize ait. Binlerce yıl önce büyük dedelerimiz bu toprakları dikmiş, ıslah etmiş, köyler, şehirler kurmuş, vatan edinmişler. Halkımız son yüz yılda kısa aralar dışında hep bu topraklarda yaşamış ve hüküm sürmüştür. Sovyet hükümetinin Zengezur’a karşı yaptığı komplo ve tarihi adaletsizlik, Azerbaycan ve Türkiye coğrafyasının toprak bütünlüğünü de ihlal etmiştir. Sayın Başkomutan İlham Aliyev’in vasiyetiyle, adaletin yeniden tesisi sırasında tarihi dönüş başladı. Şimdi de İlham Aliyev’in imzasını taşıyan “Zangazur” tankeri dünya sularında yüzüyor.
Artık Doğu Zengezur ekonomik bölgesi hızla kuruluyor, Zengezur koridorunun açılması ve coğrafi olarak bağlantısız büyük Türk dünyasının bütünlüğünün yeniden sağlanması tarihi bir gerçek oluyor.
… Bakü’den kalkan hızlı trenin Zengezur’dan geçip Nahçıvan ve Kars’a gideceği gün çok uzak değil!
…Doğu Zengazur’a geri döndük!
…Batı Zangezur’a da gideceğiz. Başkomutan bize hangi gün ve hangi ulaşım aracıyla gideceğimizi söyleyecek!
Zengezur Azerbaycan’dır!
Azerbaycan Milletvekili Musa Guliyev
GENEL
08 Ekim 2024AVRUPA
08 Ekim 2024AVRUPA
08 Ekim 2024SPOR GALERİ
08 Ekim 2024AVRUPA
08 Ekim 2024GÜNDEM
08 Ekim 2024AVRUPA
08 Ekim 2024