27.Ekim.2021 15:21, I Güncelleme:2 Kasım 2021 16:45
Recep Tayyip Erdoğan, Amerikan/İsrail ajanı bir siyasetçidir.
Necmettin Erbakan, “Abdullah Gül’ü, Amerika ile ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcısı yapmıştım. Beni arkadan vurdular. Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Siyonistlerle işbirliği yaparak, Amerikan işbirlikçisi bir iktidar için anlaştılar” demişti.
Emperyalistlerin büyük elçileri, ülkemizde bulunan parti temsilcilerini ziyaret ederler,
“Bizim çıkarlarımıza hizmet ederseniz, sizi iktidara taşırız” diye teklifte bulunurdu.
Diğer partilerin yanaşmadığı bu teklife Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdoğan okkalı bir “Evet” demişlerdi.
Ve plan işlemeye başladı.
O sıralarda gazeteci Banu Avar yayınladığı videoda olacakları anlatıyordu,
“Küresel güçler, emperyalizme karşı mücadele ile kurulan Türkiye Cumhuriyetinde bütün yapıları yıkarak, tek adam rejimi kuracaklar ve artık ülkemizde küresel güçlerin dediği olacak” diyordu ve kamuoyunu uyarıyordu.
Ve dediği de oldu.
Erdoğan, bir plan dahilinde adım adım tek adam rejimini kurdu.
Türkiye’nin ulusal çıkarlarına aykırı işler yapacağı için öncelikli tedbirler aldı.
Kendine tam tamına iki bin kişilik bir koruma ordusu kurdu.
Ardından ise, 1.100 odalı, ABD konsolosluğu yanında korunaklı bir saray yaptırdı.
Belki de altından Amerikan konsolosluğuna gizli bir geçit bile vardır, KİMBİLİR?
Bundan sonra ise esas öldürücü darbeyi vurarak TCK 299 MADDESİNİ muhalefetin bütün itirazlarına rağmen meclisten geçirdi.
TCK 299 MADDESİ, CUMHURBAŞKANINA HAKARET
Türk ceza kanununda hakaret davalarını düzenleyen TCK 125 MADDESİ olduğu halde, kendi şahsına münhasır özel bir yasa çıkartmıştı.
Böylece, Erdoğan herkese hakaret edebilecek ancak hiç bir kimse ona bir şey diyemeyecekti!
Erdoğan, yaptığı bir konuşmada, Ana muhalefet partisi genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ağza alınmayacak hakaretler etti, “Vatan hainisin, PKK ile iş tutuyorsun, FETÖsün” deyince, CHP Grup başkanvekili meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada, “Apoya sayın diyen vatan hainidir, Süleyman Şah Türbesini sınıra taşıyan vatan hainidir” deyince AKP’li vekiller tarafından bir ton dayak yemişti.
Muhalefet temsilcileri bir yana, Erdoğan’ın akla hayale gelmeyecek açıklamaları ve icraatlarını sosyal medya üzerinden eleştiren vatansever yurttaşlarımız TCK 299, CUMHURBAŞKANINA HAKARET suçu işlediği iddiasıyla gözaltına alındılar, tutuklandılar, hapsedildiler.
Yapılan açıklamalarda, Cumhurbaşkanına hakaret nedeniyle 70 bin yurttaşımız kovuşturmaya uğradığı açıklandı.
Bunlardan biriside benim, Ali Dursun!
Sayısız hakaret davalarına maruz kaldığım için artık canımı Yunanistan’a atmak zorunda kalmış bir gazeteciyim.
Bu konuda hukukçular, “Kişiye özel bir yasa olamaz” diye Anayasa Mahkemesine müracaatta bulunsalar da bir sonuç alamadılar.
Ülkemiz artık öyle bir hale geldi ki, anlı şanlı C. Savcıları ve Emniyet Müdürlüğünün Bilişim Suçları Büro personelinin bütün işi gücü, sosyal medyada Erdoğan’a hakaret edenleri aramak, onlara dava açmak ve onları hapsetmek üzerine kurgulanmış bir durumdadır.
Bu ne kadar elem verici bir durumdur!
C. Savcıları, iktidar mensuplarının işlediği suçları hiç görmüyor, salağa yatıyor ama diğer muhalif kesimler üzerinde terör estiriyorlar!
Bu ülkenin yiğit ve mert insanları, “Başım derde girmesin” “Çocuklarımı işe koyamam” kaygılarıyla birer korkak insana dönüştüler.
Aslında sokaklara dökülmesi gereken insanlarımız artık, sosyal medya hesaplarından beğeni ve yorum yapamaz bir hale gelmiş durumdadır.
Toplumun elini kolunu bağlayan Tayyip çetesi ise, Emperyalizmin çıkarları için dolu dizgin yol almaktadır.
Ancak, nereye kadar?
AVRUPA
Az önceAVRUPA
Az önceAVRUPA
Az önceAVRUPA
5 saat önceGENEL
5 saat önceASAYİŞ
6 saat önceDOĞA
7 saat önce